EARNED in Turkish translation

• kazandı
• hak ettin
• kazanılan
• hakettin
• kazançlarından
• kazandım
• kazandıklarından
• kazandırdı
• hak ettim
• hak etti
• hak ettiniz
• hakettim
• hakettiniz

Examples of using Earned in English and their translations into Turkish

You know what you earned yourself.
Bunu sen kendin hakettin.

He earned his wings, just like we all did.
O kanatlarını hak etti, tıpkı hepimiz gibi.

Earned what exactly?
Neyi hak ettim?

I already earned 600 bucks by borrowing it from Andy and Jules.
Ben çoktan Andy ve Julestan borç alarak 600 papel kazandım bile.

The record went platinum and Tañón earned her first Grammy Award.
Kayıt platinum oldu ve Olgaya ilk grammy ödülünü kazandırdı.

Earned partnership status?
An2} Ortaklık statüsünü mü hak ettiniz?

Hey. You earned your badge.
Sen rozetini hak ettin. Hey.

Trust is a virtue that's earned, not given.
Güven, verilen değil kazanılan bir erdemdir.

Though I believe Juan earned his death, I am no Medea.
Juan ölümünü hak etti ama ben Midia değilim.

I Earned That Job, Detective.
O işi hakettim ben dedektif.

Harsh, but earned.
Acıttı ama hak ettim.

I earned every meal and every fuckin' dollar, all right?
Her yemeği ve her lanet doları ben kazandım, tamam mı?

Make It Big is the album that George and Andy earned the exclamation point.
Make It Big'' albümü George ve Andyye kocaman bir ünlem işareti kazandırdı.

You earned a piece of it.
Siz de bir parçasını hak ettiniz.

You earned your badge. Hey.
Sen rozetini hak ettin. Hey.

And earned his property, because he found his home in Amy Foster.
Ve mülkünü hak etti, çünkü evini Amy Fosterın kalbinde bulmuştu.

I earned that presidency.
Başkanlığı ben hak ettim.

I earned that.
Bunu hakettim.

I think you have earned it.
sanırım bunu hakettiniz.

It's on me, earned with my body, Izumi.
Bu benden, bedenimle kazandım, Izumi.