EASILY in Turkish translation

['iːzəli]
['iːzəli]
kolay
easy
easily
simple
kolaylıkla
easily
with ease
easy
can
readily
could very easily
çabuk
quick
hurry
fast
soon
get
easily
move
come
swift
rahatlıkla
can
easily
conveniently
safely
comfortably
easy
with ease
safe
effortlessly
rahat
alone
comfortable
relax
comfy
at ease
cozy
comfortably
comfort
casual
cushy
kolayca
easy
easily
simple
rahatça
alone
comfortable
relax
comfy
at ease
cozy
comfortably
comfort
casual
cushy
kolaydır
easy
easily
simple
kolayınıza
easy
easily
simple

Examples of using Easily in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I can easily identify the voids in energy that would represent a chasm versus a solid mass.
Enerji olup olmamasına bakarak boşlukları ve katı kütleleri rahatça tespit edebilirim.
Honey… I didn't know you were so easily shocked.
Tatlım… Bu kadar çabuk şok olacağını bilmiyordum.
Have you seen how easily that woman wears linen pants? Seriously?
Cidden. O kadının keten pantolonu ne kadar rahat giydiğini gördünüz mü?
Most basic human emotions are communicated in ways others can easily understand.
Bu en temel insani duyguları başkalarına göstermek çok kolaydır.
A gift?- You say that so easily like you know.
Yetenek mi?- Biliyormuşsun gibi çok rahatça söyledin.
Innocent people don't ditch their lives this easily, Annalise.
Masum insanlar… hayatlarını bu kadar çabuk terk etmez Annalise.
Seriously, have you seen how easily that woman wears linen pants?
Cidden. O kadının keten pantolonu ne kadar rahat giydiğini gördünüz mü?
Two similar people hook up more easily than two dissimilar people.
Benzer iki insanın birbiriyle anlaşması farklı iki insana nazaran daha kolaydır.
You say that so easily like you know. A gift?
Yetenek mi?- Biliyormuşsun gibi çok rahatça söyledin?
It's just that these things can be discussed more easily without me.
Bunu istemiyorum… sadece ben olmazsam bu konuları… çok daha rahat konuşabilirsiniz.
Big shots. Your goods can ride on our network easily.
Senin malın bizim şebekede rahatça dolaşabilir. Kodamanlar.
Easily, I would give you 15 minutes. If it was in the third quarter.
Eğer üçüncü çeyrek olsaydı… çok rahat, sana 15 dakika ayırırdım.
Big shots. Your goods can ride on our network easily.
Kodamanlar. Senin malın bizim şebekede rahatça dolaşabilir.
She's beautiful. She's a meter across the hips, easily.
Çok güzel.- Kalçaları rahat bir metre var.
you can easily trace my client.
Müşterinizi rahatça izleyebilirsiniz.
Give me the tripod, Hodja, so you can walk easily.
Hoca şu tripodu ver sen bana, rahat yürü.
But for you, my dear, I wrote it easily.
Ama senin için çok rahat yazarım.
I won't let you die easily!
Öyle kolayına can veremeyeceksin!
Only a fool surrenders because things don't come easily.
Sadece aptallar işler kolayına gitmeyince teslim olur.
I can do that easily!
Bu işleri kolaylaştırır.
Results: 7692, Time: 0.0584

Top dictionary queries

English - Turkish