EMBEDDED in Turkish translation

[im'bedid]
[im'bedid]
gömülü
buried
embedded
embedded
içinde
within
inside
in it
in there
be
0
contain
yerleştirilmiş
settle
to move
to unpack
to some place
to be relocated
gömülmüş
buried
embedded in
interred
is entombed
knee-deep
imbedded in
half-buried in
içinden
internal
drink
inner
domestic
have
interior
inside
civil
inland
saplanan
turn
goes
katıştırılmış

Examples of using Embedded in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
You're an artificial intelligence, embedded in a machine.
Bir çeşit makineye iliştirilmiş bir yapay zekâsın.
Having you embedded in the smuggling business was the most intelligent thing Intelligence ever did.
Istihbaratın yaptığı en zekice şeydi. Seni insan kaçakçılığı işine sokmak.
Is there a UCO embedded in the OCG that carried out the heroin hijack?
Eroin gaspını yapan çeteye sızmış bir sivil memur mu var?
Embedded in the manubrium and the flesh. I confirmed triphenylmethane dye
Trifenilmetan boyası ve demir sülfat saptadım.
You're an artificial intelligence embedded in a machine of some kind.
Bir çeşit makineye iliştirilmiş bir yapay zekâsın.
Someone embedded a remote-access worm in Elizabeth North's feeder app.
Birileri Elizabeth Northun uygulama besleyicisine uzaktan erişim solucanı gömmüş.
Looks like there's a message embedded in the signal.
Sinyalde bir mesaj gizlenmiş gibi görünüyor.
Just as Reverend Knapp was before her, embedded in Sleepy Hollow for centuries.
Tıpkı ondan önceki Peder Knapp gibi yüzyıllardır Sleepy Hollowda gizlenmiş.
Flash memory embedded underneath, sir.
Taşınabilir bellek altına gizlenmiş efendim.
Had its own life-support system embedded in the walls. Each one of these barracks.
Bu barakaların her birinin yaşam destek sistemleri, duvarlarının içinde gömülüydü.
Looks like there's stuff embedded in the bone.
Kemiğe bir şeyler gömülmüş gibi görünüyor.
This altar is made of the same pink syenite we found embedded in Gavin Nichols' skull.
Bu sunak, Gavin Nicholsun kafatasında bulduğumuz pembe siyanitten yapılma.
That I can't see, If it's more modern than I think, there might be some embedded security which I might trigger
Düşündüğümden daha modern bir şeyse… göremediğim bazı gömülü güvenlik kodları olabilir…
Windows Embedded Compact is designed to run on multiple CPU architectures
Windows Kompakt Embedded birden fazla CPU mimarileri üzerinde çalışacak şekilde tasarlanmıştır
Which I might trigger and then lose everything. there might be some embedded security If it's more modern than I think, that I can't see.
Düşündüğümden daha modern bir şeyse… göremediğim bazı gömülü güvenlik kodları olabilir… ve bunları tetiklersem her şeyin silinmesine sebep olabilir.
Windows Embedded 8 Industry was released on April 2, 2013.
Windows Embedded 8 Industry, 2 Nisan 2013 yılında serbest bırakıldı.
Embedded in the crystals before you is the total accumulation of all literature and scientific fact from dozens of other worlds spanning the 28 known galaxies.
Bu kristalin içinde… 28 galaksiye yayılmış düzinelerce başka dünyanın… edebiyat ve… bilimsel ürünlerinin toplamı var.
Which I might trigger and then lose everything. If it's more modern than I think, there might be some embedded security that I can't see.
Düşündüğümden daha modern bir şeyse… göremediğim bazı gömülü güvenlik kodları olabilir… ve bunları tetiklersem her şeyin silinmesine sebep olabilir.
Windows Embedded 8.1 Industry was released on October 17, 2013.
Windows Embedded 8.1 Industry, 17 Ekim 2013 yılında serbest bırakıldı.
For football coverage, cameras in wickets for cricket promos, I pioneered the use of cameras embedded in goalposts in-car cameras for motor racing.
Futbolda kale direklerine yerleştirilmiş kameraların, kriket tanıtımlarında… kullanılan kale kameralarının, motor yarışı için araç içi… kameraların kullanımına öncülük ettim.
Results: 273, Time: 0.1263

Top dictionary queries

English - Turkish