FROM ENTERING in Turkish translation

[frɒm 'entəriŋ]
[frɒm 'entəriŋ]
girmesini engelliyor
girmesini önlemek için
girmelerine engel
girmelerini engellemiş
girmekten alıkoymasın

Examples of using From entering in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
And prohibit them from entering football fields. Until the boards of both clubs decided to take steps to isolate.
Sonunda iki kulübün yönetim kurulu da, onları tecrit edip stada girmelerini önlemek için önlem aldılar.
You are attempting to bar me…"attempting" being the key word here… from entering my very own home.
Kendi evime girmemi engellemeye mi yelteniyorsun ki, buradaki önemli kelime'' yeltenmen.
Individuals could be banned from entering or living in a particular region,
Şahısların belirli bir bölgeye girişleri veya burada yaşamaları,
At the entrance to the Horn on the northern side, a large chain was pulled across from Constantinople to the old Tower of Galata to prevent unwanted ships from entering.
Haliçin girişinde istenmeyen gemilerin girişini engellemek için, şehirden karşıya eski Galata kulesinin kuzeydoğu ucuna uzanan geniş bir zincir vardı.
From entering my very own home. You are attempting to bar me,
Kendi evime girmemi engellemeye mi… yelteniyorsun ki,
keeps scattered light from entering the instruments.
dağılmış ışığın cihazların içine girmesini engellemektir.
state-controlled giant Gazprom and the Saudi Arabian Oil Company from entering the EU energy market.
devlet devi Gazprom ve Saudi Arabian Oil Companynin AB enerji pazarına girmesini engelleyebilir.
But someone on the outside is preventing me from entering the sub-level vault. I have all the right codes.
Tüm doğru kodlar var bende… ama birisi beni alt düzeye girmekten alıkoyuyor.
would I stop him from entering my British University?
onu Britanya Üniversitesine girmekten alıkoyar mıyım?
the attempts of the Byzantine ships to oppose the Crusader fleet from entering the Golden Horn were repulsed, and the Byzantine attempt to employ fireships failed due to the Venetians' skill at handling their ships.
Bizans gemilerinin Haçlı Filosunun Altın Boynuza girmelerine engel olma teşebbüsleri başarısız oldu ayrıca Bizans kundak gemileri saldırıları Venediklilerin gemilerini yönetmelerindeki kıvraklıkla başarısız oldu.
Nicholas forbade the emperor from entering the church and may have become involved in the revolt of Andronikos Doukas.
Konstantinosu vaftiz etmesine rağmen, imparatorun kiliseye girmesine engel olmuş ve muhtemelen General Andronikos Doukasın isyanına karıştı.
insanity and nightmares of the dream world from entering our own.
çılgınlığı tutmak için kabusların bizim dünyamıza girmesini engellemek için.
said border and internal controls would be tightened to prevent suspected criminals from entering.
kaldırılmasından bir gün sonra, Bosna-Hersek( BH) yetkili makamları şüpheli suçlu girişini önlemek üzere sınır ve yurtiçi denetimlerin sıkılaştırılacağını belirtti.
members of his family and others responsible for the repressions against civilian protesters since February 15th-- the EU decided to bar ten more people from entering or transiting the bloc's territory.
15 Şubattan beri sivil protestoculara uygulanan baskıdan sorumlu başkalarının da aralarında yer aldığı 16 Libyalı kişiye uyguladığı seyahat yasağını uygulamaya koyan AB, 10 kişinin daha blok topraklarına girişini veya buradan geçiş yapmasını yasaklama kararı aldı.
Railroad tracks and burned bridges were so terrified of the virus that they ripped up from entering their city. to stop potentially infected outsiders Citizens of Jackson, Mississippi, for example.
Jackson, Mississipi vatandaşları, mesela… virüsten o kadar çok korktular ki, hastalık taşıması muhtemel yabancıların… şehre girmesini engellemek için tren raylarını söküp, köprüleri yaktılar.
But I forbid you from entering.
Ama oraya girmeni yasaklıyorum.
But forbid them from entering?
Ama girmelerini yasaklamak mı?
But I forbid you from entering there.
Ama oraya girmeni yasaklıyorum.
You have been forbidden from entering.
İçeri girmen yasaklandı.
A gambling house preventing punters from entering.
Kumar evi, müşterilerin içeri girmesini engelliyor!
Results: 2122, Time: 0.0398

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish