GRADIENT in Turkish translation

• gradyan
• eğimi
• gradyanı
• eğim

Examples of using Gradient in English and their translations into Turkish

But you could take the partial derivative with respect to any direction, and the gradient gives you the direction in which the slope is the largest.
Bu kısmi türevi her yönde alabiliriz ve gradyan size en yüksek eğimin elde edileceği yönü verir.

If I'm on a hill, the gradient of that surface will tell you at any point what direction you need to travel in to go up the hill fastest.
Bir tepenin üstünde isem, gradyan, tepenin her noktasında, en hızlı bir şekilde tırmanmam için gerekli yönü gösterecektir.

The gradient of the tunnel was calculated as 3.3% with a maximum discharge capacity of 290 m³/s.
Tünel eğimi% 3.3, maksimum deşarj kapasitesi 290 m³/s olarak hesaplanmıştır.

These include the pressure gradient, Rossby waves
Bunlar, basınç eğimi, Rossby dalgaları,

Algorithms that combine direct pixel-to-pixel comparisons with gradient descent(and other optimization techniques) can be used to estimate these parameters.
Algoritmalar doğrudan piksel piksel karşılaştırma yaparak, birleştirme yapabildiği gibi Gradyan inişleri de( veya diğer optimizasyon tekniklerini) bu parametrelerin doğru tahmin edilebilmesi için kullanabilir.

At the atomic scale, an applied temperature gradient causes charge carriers in the material to diffuse from the hot side to the cold side.
Atomik boyutta uygulanan sıcaklık gradyanı, malzemedeki yüklerinin sıcak taraftan soğuk tarafa yayılmasına neden olur.

Pressure gradient is a term to describe the difference in air pressure between two points in the atmosphere or on the surface of the Earth.
Basınç eğimi, atmosferde veya yer yüzünde, iki nokta arasındaki hava basıç farkını açıklayan bir terimdir.

The high curvature causes a high potential gradient at these locations, so that the air breaks down
Bu eğrilik arttıkça, bu noktalardaki potansiyel gradyan da havanın büzülmesi

A thermal inversion gradient is causing unusually strong and unpredictable currents in the upper levels of the atmosphere.
Bir termal ters eğim, atmosferin yüksek seviyelerinde sıra dışı bazı olaylara neden olmasıdır.

The velocity gradient is referred to as a strain rate;
Hız gradyanı bir gerilme oranı olarak ifade edilir;

Such linear voltage gradient differs from rechargeable electrochemical batteries, in which the voltage between the terminals remains independent of the amount of stored energy, providing a relatively constant voltage.
Bu tür lineer voltaj Gradyan hangi uçları arasındaki gerilim depolanan enerji miktarı bağımsız kalır şarj edilebilir elektrokimyasal piller, nispeten sabit bir gerilim sağlanması farklıdır.

However, in the outer layers the temperature gradient is so great that radiation cannot transport enough energy.
Fakat dış katmanlarda sıcaklık gradyanı o kadar yüksektir ki, radyasyon yeteri kadar enerji transfer edemez.

So you could write it as the gradient function is a function of x, y, and z.
Dolayısıyla, gradyan fonksiyonunu x, y ve z cinsinden bir fonksiyon olarak yazabiliriz.

If you wanted to know the gradient at any point in space,
Eğer uzayda bir noktadaki gradyanı bulmak istersek,

Now when you have the gradient, at any point in three dimensions it gives you a vector.
Gradyan ise, üç boyutlu her noktada size bir vektör veriyor.

The gradient of f is equal to, and sometimes people put a little vector
Büyük Fnin gradyanı, bazen buraya küçük bir vektör işareti konur,

The constant λ is required because although the two gradient vectors are parallel, the magnitudes of the gradient vectors are generally not equal.
Sabit olan λ gereklidir, çünkü iki gradyan vektörleri paralel olduğu halde, gradyan vektörlerinin büyüklükleri genellikle eşit olmazlar ve eksi işareti geleneksellikten geliyor.

These molecules pass electrons to an electron transport chain, which uses the energy released to create a proton gradient across the inner mitochondrial membrane.
Bu moleküller elektronları -açığa çıkan enerjiyi mitokondriyel iç zarın tarafları arasında proton gradyanı oluşturmak için kullanan- bir elektron taşıma zincirine taşırlar.

That produce a, uh, uniform magnetic field. inside the component are gradient coils The MRI knee coil that Aksoy took from the cargo container.
Aksoyun kargo konteynerinden aldığı MRI diz bobini… bileşenin içinde, homojen bir manyetik alan üreten… gradyan bobinleri bulunur.

These bacteria use the energy of light to create a proton gradient using a photosynthetic electron transport chain.
Bu bakteriler fotosentetik elektron taşıma zinciri aracılığıyla bir proton gradyanı oluşturmak için ışık enerjisini kullanırlar.