GUARDS in Turkish translation

• muhafızlar
• gardiyanlar
• nöbetçiler
• korumalar
• koruma
• bekçiler
• güvenlik
• görevliler
• muhafızları
• muhafız
• gardiyan
• gardiyanları
• gardiyanların
• muhafızların
• korumaları
• nöbetçileri
• nöbetçi
• bekçileri
• bekçi
• güvenliği
• koruyor
• nöbetçilerin
• korumaların
• bekçilerin

Examples of using Guards in English and their translations into Turkish

You have confiscated the guns, captured the guards, taken over the whole camp.
Silahlara el koydunuz, nöbetçileri ele geçirdiniz, bütün kampı aldınız.

These two are Mun Ta's personal guards. Wait!
Bu ikisi Mun Tanın özel korumaları. Bekle!

They have incurred violent infractions by becoming violent with guards and with other prisoners.
Bu adamlar görevliler ile şiddete dönüştürerek kuralları çiğnediler ve diğer hükümlüler de vardı.

You're counting exits… guards.
Çıkışları sayıyorsun, Korumalar.

Arrived today. New camp, expert guards, the elite.
Yeni kamp, uzman ve seçkin bekçiler. Bugün geldik.

I'm American. There are twice as many guards in the higher-security camps.
Yüksek güvenlikli kamplarda buranının iki katı güvenlik var. Ben Amerikalıyım.

If you get us past the guards and into the vault, the sword's yours.
Bekçileri geçip kasaya girmemizi sağlarsan kılıç senindir.

And less mean to crossing guards. I'm just gonna try and be more confident.
Nöbetçileri geçmek için daha güvenli ve daha az kaba olmaya çalışacağım.

There is more, three guards were killed at the west gate.
Batı tarafında 3 nöbetçi öldürülmüş. Dahası var.

We attract the guards by talking into this, right?
Şu zımbırtıyla konuşarak muhafızların dikkatini… dağıtacağız, değil mi?

Armed guards, rotating patrol.
Silahlı görevliler, devriyeler.

but there are guards at every entrance.
her girişte korumalar var.

Let's go. The guards are letting us up to the 57th floor.
Kata çıkmamıza izin verdi. Güvenlik, 57.

Six guards dead.
Altı bekçi öldü.

Night-time guards were posted behind gates barricaded with twigs and leaves.
Gece bekçileri çalı çırpı ve yapraklardan oluşan bariyerlerin kapattığı kapılar arkasında nöbet tutuyordu.

Stationed within this perimeter. There's a minimum of four guards, all heavily armed.
Bu kısımda en az dört ağır silahlı nöbetçi var.

I find their presence stressful, too. And your guards.
Varlıklarını da stresli buluyorum. Ve muhafızların.

Okay? The guards, t-they don't even carry guns?
Sınırdaki görevliler, silah bile taşımıyorlar. Tamam mı?

but there are guards at every entrance.
her girişinde korumalar var.

Memories.- Why would they shoot us?- The guards.
Neden bize ateş etsinler ki?- Güvenlik.- Anılar.