I CAN'T WAIT TO GET in Turkish translation

[ai kɑːnt weit tə get]
[ai kɑːnt weit tə get]
almak için sabırsızlanıyorum
çıkmak için sabırsızlanıyorum
varmak için sabırsızlanıyorum

Examples of using I can't wait to get in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I can't wait to get this home.
Bunu eve götürmek için sabırsızlanıyorum.
I can't wait to get this over with. I guess.
Bu işi halletmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. Sanırım.
I can't wait to get some news.
Haber almak için bekleyemiyorum.
Yes. I can't wait to get airborne!
Havalanmak için sabırsızlanıyorum. Evet!
I can't wait to get into the private sector.
Özel sektöre geçmek için sabırsızlanıyorum.
And I can't wait to get on the road again.
Ü Ve tekrar yola çıkmak için bekleyemedim ¢Ü.
Oh, my God I can't wait to get up there.
Aman Tanrım. Orada takılmak için sabırsızlanıyorum.
Oh, I can't wait to get the burrata.
Oh, burrata getirmenizi bekleyemem.
I can't wait to get to know him.
Onu tanımak için sabırsızlanıyorum.
I can't wait to get to Moscow.
Moskovada olmak için sabırsızlanıyorum.
I can't wait to get Joey home and make him some nice pasta.
Joeyi eve götürüp ona güzel bir makarna yapmak için sabırsızlanıyorum.
I have had an infernal day and I can't wait to get some sleep.
Cehennem gibi bir gün geçirdim ve biraz olsun uyumak için sabırsızlanıyorum.
I can't wait to get home and show them all.
Eve dönüp bunu herkese göstermek için sabırsızlanıyorum.
Oh, I can't wait to get away from this place.
Oh, Bu yerden ayrılmak için sabırsızlanıyorum.
Junior Rescue! I can't wait to get to the beach and.
Genç Cankurtaranlar! Plaj için sabırsızlanıyorum.
I can't wait to get out of this city.
Bu şehirden ayrılmak için sabırsızlanıyorum.
Yes. I can't wait to get airborne.
Evet, havalanmak için sabırsızlanıyorum.
I can't wait to get my lips around an ice cold.
Dudaklarımı soğuk bir biranın arasına sokmayı bekleyemiyorum.
I can't wait to get airborne. Yes!
Evet, havalanmak için sabırsızlanıyorum.
I can't wait to get cooking on that.
Bunla yemek yapmak için sabırsızlanıyorum.
Results: 58, Time: 0.0506

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish