Examples of using Incubator in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
The incubator. Desks. Chairs.
Masalar, sandalyeler… kuluçka makinesi.They're building an incubator in Berlin, and we're waiting for the downfall.
Berlinde inkübatör kuruyorlar… ve biz çöküşü bekliyoruz.And today, we're gonna take him out of the incubator.
Ve bugün onu kuvözden çıkaracağız.Cell culture incubator.
Hücre çoğaltma kuvözü.This neat little incubator.
Bu küçük kuvöz.Chairs. Desks. The incubator.
Masalar, sandalyeler… kuluçka makinesi.The incubator belongs to Global too.
İnkübatör artık Globale ait.Warning, incubator temperature at is 35.
Uyarı, inkübatör sıcaklığı 35,5 derecedir.And today, we're gonna take him out of the incubator.
Hem bugün onu kuvözden çikaracagiz.She didn't want to be an incubator for a dead baby, but that's what you have done.
Ölü bir bebek için kuluçka makinesi olmak istemiyor.Warning, incubator temperature is at 35.
Uyarı, inkübatör sıcaklığı, 35.At least he makes me feel sexy and not like some walking incubator.
En azından bana biraz yürüyüş inkübatör gibi seksi değil hissettiriyor.I built the death-trap incubator, And then grant delivers her.
Ölüm tuzağı kuvözünü yaptım ve Grant, onu, güvenli Malezya volkan kutusunda doğurttu.They found the incubator.
Kuluçka makinesini buldular.We found the incubator with the virus in it in the room next door.
Yan odadaki kuluçka makinesinde virüse rastladık.And so he set up this fashion incubator to help him out with that.
Böylece bu moda İnkübatörünü ona yardım etmek için kurdu.When I was born, a short circuit in the Incubator set fire in the maternity ward.
Doğduğumda kuvözdeki bir kısa devre doğum koğuşunda alev almış.He created it while living in my Incubator.
Onu benim kuluçkamda yaşayarak tasarladı.And she won't need an incubator.
Kuvöze ihtiyacı yok.Is the transport incubator ready?
Nakliye inkübatörü hazır mı?
