MARC in Turkish translation

marc
mark
mark
marc
marcı
mark
marcla
mark

Examples of using Marc in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
All right, well, Marc and Abby gave us 75 percent.
Tamam, Marcla Abby bize yüzde 75 şans verdiler.
It's just a pretext for Marc to screw you over.
Bu Marcın size ihanet etmek için bahanesiydi.
You got to leave Marc alone.
Marcı yalnız bırakmanız gerekiyor.
Who would she call? Think, Marc.
Düşün Mark, kimi arayabilir?
Again with Marc and introduce yourself to the OPG.
Sen Marcla birlikte dön.
She found out that Marc was hiding something.
Marcın bir şey sakladığını öğrenmiş.
He wrote to the lawyers saying, She can have Michelle, I will take Marc.
Michellei alabilir, ben Marcı alırım. Avukatlara şöyle yazmış.
Marc, then the other body we saw, was also killed by a beast?
Mark, gördüğümüz diğerlerini de, o mu öldürdü?
You go back with Marc.
Sen Marcla birlikte dön.
She can have Michelle, I will take Marc. He wrote to the lawyers saying.
Michellei alabilir, ben Marcı alırım. Avukatlara şöyle yazmış.
I told her Marc couldn't love her after knowing her for such a short time.
Ona Marcın onu bu kadar kısa sürede sevemeyeceğini söyledim.
Oh, Marc just came to take notes.
Ah, Mark? Sadece not alacak.
But Marc and Abby? Very annoying.
Ama Marcla Abbynin bir bağları yok. Çok bunaltıcı.
That proves Marc was with Melissa in the bridal suite before she died.
Bu da Marcın Melissa ölmeden önce gelin süitinde olduğunu kanıtlıyor.
The same reason I took Marc away from you, Anne.
Aynı sebepten dolayı, Marcı da senden aldım, Anne.
The screenplay and the story were written by Katherine Fugate, Abby Kohn and Marc Silverstein.
Hikâye, Abby Kohn ve Mark Silverstein tarafından yazıldı.
What are we gonna do? Marc and Abby gave us 75%.
Ne yapacağız? Tamam, Marcla Abby bize yüzde 75 şans verdiler.
Marc is so pre-occupied he would sign his own death warrant.
Marcın kafası öyle meşgul ki kendi ölüm belgesini imzaladı.
Have you seen Marc again?
Marcı tekrar gördün mü?
My dear Marc brother.
Sevgili Kardeşim Mark.
Results: 1751, Time: 0.0592

Top dictionary queries

English - Turkish