MULTIPLE TIMES in Turkish translation

• birçok kez
• defalarca
• birçok defa
• birden çok kez
• birçok kere
• pek çok kere
• bir kaç sefer
• bir çok kere
• birkaç sefer
• birden fazla kere

Examples of using Multiple times in English and their translations into Turkish

Yes, multiple times.
Evet, birçok kere.

Tom was shot multiple times.
Tom birden çok kez vuruldu.

Based on the castoff, he was struck multiple times.
Sıçramalara göre de birçok defa vurulmuş.

Their news media, everything, multiple times. We have hacked into their libraries.
Onların haber medyası, her şey, defalarca. Kütüphanelerine girdik.

Multiple times. Multiple times.
Birçok kere.- Birçok kere.

Looks like they frequented these locations multiple times.
Sanki bu yerleri birden çok kez uğraşmışlardı.

We have hacked into their libraries, their news media, everything, multiple times.
Onların haber medyası, her şey, defalarca. Kütüphanelerine girdik.

You should be proud. Multiple times.
Gurur duymalısın. Birçok defa okudum.

Install an extra package into the sandbox can be specified multiple times.
Fazladan bir paketi sandbox içine yükle birden çok kez belirtilebilir.

Multiple times with a thin ligature. Sean Wise was bound and choked.
Sean Wise bağlanmış ve ince bir iple defalarca boğularak bayıltılmıştı.

Multiple times. You should be proud.
Gurur duymalısın. Birçok defa okudum.

With a thin ligature. Sean Wise was bound and choked multiple times.
Sean Wise bağlanmış ve ince bir iple defalarca boğularak bayıltılmıştı.

physical refusal multiple times already.
fiziksel reddini birden çok kez.

Sean Wise was bound and choked multiple times with a thin ligature.
Sean Wise bağlanmış ve ince bir iple defalarca boğularak bayıltılmıştı.

He was hit multiple times with a fireplace poker, I overheard a tech say.
Bir teknisyen, maşayla defalarca darbe aldığını söyledi.

I overheard a tech say he was hit multiple times with a fireplace poker.
Bir teknisyen, maşayla defalarca darbe aldığını söyledi.

Layla was stabbed multiple times.
Leyla defalarca kez bıçaklandı.

Multiple times.
Bir çok kez.

She's already seen it, multiple times.
Zaten birden fazla kez gördü.

Multiple times.
Çok kez.