Examples of using Zor zamanları in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Zor zamanları bastırıyor.
Bazen.- Zor zamanları nasıl atlatıyorsunuz?
Bu zor zamanları atlatmak istiyorsak… emniyet gücümüzün yeni bir lidere ihtiyacı olacaktır.
Yalnızca zor zamanları atlatan aşklar gerçektir.
Zor zamanları olur.
Zor zamanları atlatmanı sağlayan her neyse ondan.
Zor zamanları nasıl atlatıyorsunuz?
Zor zamanları olmuştu.
Dayanıyorum. Güçlüyüm. Zor zamanları geçiriyorum.
Sen ve annenin zor zamanları olacak.
Ama Adam benim Alman mühendisliği Mercedesimle en zor zamanları geçirecekti.
Meksikalılara zor zamanları hatırlatıyorlar, diyor.
Ve o dönem zor zamanları atlatmak için ihtiyacımız olan tek şeyin bir milyon dolar olduğunu düşünmüştüm.
Zor zamanları atlatmamızı sağlayan savunma mekanizmasıysa, bu kötü mü?
Sen farkında olmasan da zor zamanları atlatmana yardımdan başka bir şey yapmadım.
Sen farkında olmasan da zor zamanları atlatmana yardımdan başka bir şey yapmadım.
Evet, Susan zor zamanları dost olanla olmayanı ayırt etmek için kullanıyordu.
hayalleri olan bir kızdı. Ve zor zamanları anlar.
zayıf insanlar da zor zamanları yaratır.
Soğuk su sardalyeler için lutuf iken mercan sakinleri için zor zamanları getirdi.