ORIENTED in Turkish translation

['ɔːriəntid]
['ɔːriəntid]
odaklı
focus
focal
yönelimli
orientation
yönlendirilmiş
yönde
direction
way
bearing
aspect
heading
orientation
directionality
steer
navigation
side
oriented
odaklısın
focus
focal

Examples of using Oriented in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
special film exhibition car, in which politically oriented movies could be shown.
siyasi odaklı filmlerin gösterilebileceği özel bir film odasına sahip olmalarıdır.
NeWS allowed applications to be built in an object oriented way using PostScript, a common printing language released in 1982.
NeWS uygulamaların, 1982 yılında yayınlanan PostScript adlı ortak yazdırma dilini kullanarak nesne yönelimli şekilde inşa edilmelerine izin veriyordu.
abstracted their analysis from more literary- and history- oriented studies and applied an approach we would understand as closer to philosophy.
daha edebi ve tarih odaklı çalışmalarından özetledi ve felsefeye daha yakın olarak, anlayabileceğimiz bir yaklaşım uyguladı.
made a cast film, biaxially oriented film(BOPP), or as a uniaxially oriented film.
çift eksenli olarak yönlendirilmiş film( BOPP) veya tek eksenli olarak yönlendirilmiş bir film olarak yapılabilir.
enhancements of SSH products: SSH-over-SCTP: support for SCTP rather than TCP as the connection oriented transport layer protocol.
SCTP üzerinden SSH: bağlantı yönelimli taşıma katmanı protokolü olarak TCP yerine SCTP desteği.
In seeking to create works of total history, Annales historians tended not to simply rely on the political or event oriented history of past generations.
Total tarihin çalışmaları içinde Annales tarihçileri geçmiş nesillerin basitçe olay ve siyaset odaklı tarihlerine dayanmamayı hedef seçtiler.
Another way of defining belief sees it as a mental representation of an attitude positively oriented towards the likelihood of something being true.
İnancın tanımlanmasının bir başka yolu ise bunun gerçek olma olasılığına karşı pozitif yönde tutum gösteren bir tutumun zihinsel temsil olarak görülüyor olmasıdır.
The first published reports of A-DNA X-ray diffraction patterns-and also B-DNA-used analyses based on Patterson transforms that provided only a limited amount of structural information for oriented fibers of DNA.
A-DNA ve B-DNAnın X-işini kırınım örüntülerinin ilk yayımlanan raporları Patterson transformlarına dayanan analizler kullanmış, bunlar buzağı timus DNAsının yönlendirilmiş lifleri için sınırlı miktarda yapısal bilgi sağlamışlardı.
MOAP(Mobile Oriented Applications Platform)
MOAP( Mobile Oriented Applications Platform)
no benefit to students, drew attention to that the law is grown up oriented.
faydası olmadığını belirten Yılmaz, yasanın yetişkin odaklı olduğuna da dikkat çekti.
developed a foreign policy oriented toward humanitarian and peacekeeping causes.
barış nedenleri doğru yönlendirilmiş bir dış politika geliştirmiştir.
inequality oriented.
eşitsizlik odaklı.
context of concept records, and its lyrical themes tended to be"imaginative" and politically oriented.
şarkı sözleri tema olarak'' hayalperest'' ve siyaset odaklı olmaya meyilliydi.
On the viewing side of the display is another linear polarizing sheet, usually oriented at 90 degrees from the one behind the active layer.
Ekranın görüş tarafında genellikle aktif tabaka arkasında birinden 90 derece odaklı başka bir doğrusal polarize levha vardır.
These companies traditionally belong to the heavy industry sector in comparison to a more consumer oriented and less capital intensive light industry.
Hafif sanayi, genellikle daha az sermaye yoğunluğuna sahip ve işten ziyade daha tüketici odaklı bir sanayi grubudur.
Highest values reported up to now are for the conductivity of stretch oriented polyacetylene with confirmed values of about 80 kS/cm.
Şimdiye kadar rapor edilen en yüksek değerler, yaklaşık 80 kS/ cm onaylanmış değerlere sahip, streç odaklı poliasetilenin iletkenliği içindir.
We keep hearing that for men the relationship is oriented toward sex, and for women communication.
Sürekli ilişkilerin erkekler için cinselliğe, kadınlar içinse iletişime odaklı olduğu söyleniyor.
Until the 20th century he remained a major inspiration for such classically oriented artists as Jacques-Louis David, Jean-Auguste-Dominique Ingres and Paul Cézanne.
Yüzyıla kadar, Jacques-Louis David, Jean-Auguste-Dominique Ingres and Paul Cézanne gibi klasik odaklı sanatçılara ana ilham kaynağı olmuştur.
A related theory-enhanced perceptual functioning-focuses more on the superiority of locally oriented and perceptual operations in autistic individuals.
Bağlantılı bir teori olan genişlemiş algısal fonksiyon teorisi, daha çok otistik bireylerde yerel olarak yönlenmiş ve algısal işlemlerin üstünlüğü üzerine yoğunlaşır.
We decided to adopt'cause Megan's real career oriented right now, didn't want to wreck her boobs.
Evlatlık edinmeye karar verdik, çünkü Megan şu anda kariyerine odaklanmış durumda. Göğüslerini mahvetmek istemedik.
Results: 78, Time: 0.0566

Top dictionary queries

English - Turkish