Examples of using Pipeline in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
I understand, but the pipeline… has the potential to be a major problem.
His pipeline was shut down last month.
We have to leave the pipeline open.
Hattı açık bırakmak zorundayız.You mean our pipeline?
Bizim boru hattını mı kastediyorsun?Expand the pipeline down to the consumers.
Hattı müşterilere doğru genişlet.Pipeline up north or the refinery south of Dallas?
Kuzeydeki boru hattına mı, Dallasın güneyindeki rafineriye mi?It's a pipe inspection gauge for cleaning the pipeline.
The problem could occur if[another] pipeline is constructed in the future.
She kills her father and attacks her own pipeline?
Babasını öldürdü ve kendi boru hattına mı saldırıyor?If that pipeline is leaking, they don't want attention.
Eğer boruyolu sızdırıyorsa, istedikleri son şey dikkattir.His men sabotage the pipeline demand a fortune because the locals are getting sick.
Adamları boruyolunu sabote etti ve halk hastalanmaya başladığı için bir servet talep etti.He gave Anneca the right to build the pipeline.
Annecaya boruyolu döşeme hakkını o verdi.My new friend knows a great deal about the history of your company's pipeline.
Yeni arkadaşım, şirketinizin boruyolu tarihi hakkında çok şey biliyor.Your company's current pipeline is not the worst thing on earth.
Şirketinizin şu anki boruyolu dünyadaki en kötü şey değil.Any pipeline from the oilfields to a seaport has to pass through Chala.
Liman için petrol yataklarından gelen bir boru hattı Chaladan geçmek zorunda.That's called the Iron Pipeline.
Hat,'' Demir İpek Yolu'' olarak adlandırılmaktadır.HotTap customer interface for Enron's U.S. gas pipeline businesses.
Out in Pipeline tomorrow, the girls have the place all to themselves.
Yarın Pipelineda, bütün yarışma sahası kızlara ait olacak.He gave Anneca the right to build the pipeline.
Annecaya boru hattı döşeme hakkını veren o.He gave anecca the right to build the pipeline.
Annecaya boru hattı döşeme hakkını veren o.
