PROTONS in Turkish translation

• protonlar
• protonları
• protonların
• protonlardan
• bir proton

Examples of using Protons in English and their translations into Turkish

So here you have a huge concentration of hydrogen protons.
Burada çok büyük bir hidrojen protonu konsantrasyonu farkımız var.

They make up everything in the entire universe, The protons, the neutrons, and the electrons… including us.
Protonlar, nötronlar, ve elektronlar… Tüm kainatta herşeyi, bizi de dahil, oluşturan onlardır.

The then NAL accelerator system accelerated for the first time a beam of protons to its design energy of 200 GeV.
Mary 1972 de ilk defa NAL hızlandırıcı sistemi bir proton ışınını 200 GeV değerine ulaştırdı.

Oliphant followed up the work by constructing a particle accelerator that could fire protons with up to 600,000 electronvolts of energy.
Oliphant Blackettin çalışmalarını takip ederek protonları 600.000 elektronvolt enerjiye kadar ateşleyebilen bir parçacık ivmelendiricisi inşa etti.

Not one, but four colossal particle detectors have been installed around the ring to take pictures of what happens when protons collide.
Bir tane değil, tam dört tane devasa parçacık detektörü protonların… çarpışma anında ne olacaklarına dair resimlerini çekmek için halkanın etrafına monte edildi.

Which will then create a quantum foam and open up a wormhole. that generates the protons to the speed of light,
Kutu bir çark devreye bağlı ve bu devre de protonları ışık hızına çıkartıyor

The cosmic rays, mainly protons are penetrating through the meters of rock in the cave above me.
Çoğunlukla protonlardan oluşan kozmik ışınlar metrelerce kayanın içinden penetre ederek mağraya, ordan benim içime kadar ulaşıyor.

Girl: The total of electrons is not equal to the total number of protons-- SM: Australia Girl:-- giving it a net positive of negative electrical charge.
Kız: Elektronların toplamı protonların toplam sayısına eşit değil-- SM: Avusturalya Kız:-- ona net pozitif vererek negatif elektrik yükü elde edilir.

The canister is attached to a rotor circuit which will then create a quantum foam and open up a wormhole. that generates the protons to the speed of light.
Kutu bir çark devreye bağlı ve bu devre de protonları ışık hızına çıkartıyor ve böylece bir uzay-zaman köpüğü yaratarak bir solucan deliği açıyor.

So, if this is an atomic nucleus containing the protons and neutrons, the electrons would be roughly where those buildings are in the background.
Yani, eğer bu protonlardan ve nötronlardan oluşan bir atomik çekirdek ise elektronlar kabaca bu yapıların olduğu arka planda olacaktır.

At distances smaller than 2.5 fm this force is much more powerful than the electrostatic force that causes positively charged protons to repel each other.
Bu kuvvet 2.5 fmden daha kısa uzaklıklarda, pozitif yüklü protonların birbirlerini itmelerine neden olan elektrostatik güçten çok daha güçlü bir kuvvettir.

Under that lake there, there's a tube that carries a beam of protons one way and anti-matter protons the other way and we accelerate them round 50,000 times a second.
Gölün altında proton hüzmesini tek yönde taşıyan bir tüp var… Ve diğer yönde anti madde protonları ve saniyede etrafında 50,000 defa dönecek şekilde hızlandırıyoruz.

Moving the protons out of the mitochondrion creates a lower concentration of positively charged protons inside it, resulting in excess negative charge on the inside of the membrane.
Protonların mitokondrinin dışına doğru hareketi, içeriye doğru -pozitif yüklü- protonların konstrasyonunun azalmasını, bunun sonucunda zarın iç tarafında zayıf bir negatif yük oluşmasını sağlar.

The cosmic rays, mainly protons… are penetrating through the meters of rock in the cave above me.
Çoğunlukla protonlardan oluşan kozmik ışınlar… metrelerce kayanın içinden geçerek mağaraya ve benim içime kadar ulaşıyor.

Similarly, the CH2 is split into a quartet with an intensity ratio of 1:3:3:1 by the three neighboring CH3 protons.
Benzer şekil de Similarly, CH2 komşusu CH3 protonları tarafından 1:3:3:1 yoğunluk oranıyla bölünmüştür.

Which is actually the source of the protons. My first job was working on what is called the dual plasmatron ion source.
Bu aslında protonların kaynağıdır. İlk işim denen şeyin üzerinde çalışıyordu çift plasmatron iyon kaynağı.

The fact that the atomic nucleus is composed of protons and neutrons was rapidly accepted
Atom çekirdeğinin protonlardan ve nötronlardan oluşması hızla kabul edildi ve Chadwick,

particles into nitrogen and had succeeded in knocking protons out of some of the nuclei.
çekirdekteki bazı protonları çekirdek dışına vurmada başarılı oldu.

The dual plasmatron ion source, My first job was working on what is called which is actually the source of the protons.
Bu aslında protonların kaynağıdır. İlk işim denen şeyin üzerinde çalışıyordu çift plasmatron iyon kaynağı.

well organised magnetic fields, but no indication of interplanetary protons.
dünyalar arası protonlardan bir belirti yoktu.