ROCK-SOLID in Turkish translation

kaya gibi sağlam
rock-solid
is rock solid
steady as a rock
taş gibi sağlam
rock solid
firm as a rock

Examples of using Rock-solid in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Yeah, not good. Right? They all seemed rock-solid beforehand, but then.
Önceden hepsi taş gibi sağlam görünüyordu… ama sonrasında… Evet, pek iyi değil.
And that rock-solid head thumping me in the chest. Then there was that long ride together, with that lovely round arse wedged tight between my thighs.
Sonra da o güzel yuvarlak kıçın bacaklarımın arasında sıkışmış ve… kaya gibi sağlam kafan göğsüme vurur vaziyette… birlikte uzun bir yolculuk yaptık.
Lovely round arse wedged tight between my thighs, And that rock-solid head thumping me in the chest.
Sonra da o güzel yuvarlak kıçın bacaklarımın arasında sıkışmış ve… kaya gibi sağlam kafan göğsüme vurur vaziyette… birlikte uzun bir yolculuk yaptık.
He would be a prime suspect… with a rock-solid alibi… while you, who have no reason to want oliver henry dead, would murder him.
Çok sağlam kanıtı olan bir numaralı şüpheli olacaktı. Zaten Oliver Henryi öldürmek için hiçbir nedeniniz yoktu ki.
design, providing you with a safe, rock-solid fortress for your data needs.
Verinizin ihtiyaç duyduğu güvenli, aşılamaz kaleyi sağlar.
within a 24-hour period, and both the wives have rock-solid alibis.
iki eşin de… sağlam görgü tanıkları var.
Surely, in the rock-solid cause- and-effect world of nature.
doğanın çok sağlam sebep-sonuç dünyasında, Şüphesiz.
because of my round arse and my rock-solid head?
Yuvarlak popom ve taş gibi kafam için mi?
Really rock-solid relationship.
Sağlam bir ilişkimiz var.
Rock-solid logic, brother.
Çok iyi mantık, kardeşim.
Nicholas Orman has a rock-solid alibi.
Nicholas Ormanın sağlam şahidi var.
Predator gets its first rock-solid case.
Sapık, taş gibi sert ilk davasıyla tanışır.
They all have rock-solid alibis? Let me guess?
Tahmin edeyim. Hepsinin çok sağlam mazeretleri mi var?
And jake, he was a rock-solid kid.
Ve Jake, kaya gibi sertti.
We need rock-solid, airtight proof. Okay.
Taş gibi, sapasağlam delillere ihtiyacımız var.
That iron body is built on a rock-solid spirit.
Bu çelik gibi beden, taş gibi sağlam bir iradenin üstüne kurulmuş.
We need two rock-solid cops by our sides.
Yanımızda kaya gibi sağlam polislere ihtiyacımız var.
They all seemed rock-solid beforehand, but then.
Önceden hepsi taş gibi sağlam görünüyordu… ama sonrasında.
They seem rock-solid to me.
Bana kaya gibi sağlam görünüyorlar.
Not good. Right? They all seemed rock-solid beforehand, but then?
Hepsi önceden kaya gibi sağlam görünüyordu ama sonra ne oldu?
Results: 145, Time: 0.0717

Top dictionary queries

English - Turkish