SEASONAL in Turkish translation

['siːzənl]
['siːzənl]
mevsim
season
time of year
tricolored
mevsimlik
season
time of year
tricolored
sezonluk
season
series
mevsimsel
season
time of year
tricolored
mevsime
season
time of year
tricolored
sezon
season
series
sezonsal
season
series

Examples of using Seasonal in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
At this time last year, FedEx announced it would hire 50,000 seasonal workers for the holidays.
Geçen yıl bu zamanlarda, FedEx tatiller için 50.000 sezonluk işçi alacağını duyurmuştu.
The cooling also brought seasonal changes.
Mevsimler ısı değişikliğini de beraberinde getirirler.
Seasonal differences are extreme.
Mevsimlerdeki farklılık oldukça belirgindir.
Rainfall is seasonal.
Her mevsimi yağmurludur.
Seasonal temperatures differ greatly.
Mevsimler arası sıcaklık farkları çok büyük değildir.
The seasonal bounty draws in rare visitors. Every spring off New Zealand.
Yeni Zelandada her bahar… mevsimin cömertliği nadir misafirleri kendine çeker.
Every spring off New Zealand, the seasonal bounty draws in rare visitors.
Yeni Zelandada her bahar… mevsimin cömertliği nadir misafirleri kendine çeker.
Draws in rare visitors. Every spring, off New Zealand, the seasonal bounty.
Yeni Zelandada her bahar… mevsimin cömertliği nadir misafirleri kendine çeker.
The climate swings between seasonal extremes.
İklim mevsimin uç değerleri arasında sapmaktadır.
It is not migratory, but undertakes some seasonal movements.
Göçmen değildirler ama bazı mevsimler hareketleri vardır.
Not only is his prey seasonal.
Sadece av mevsiminde değil.
I'm hoping the online menu is incomplete or seasonal.
Umarım menü daha tamamlanmamıştır ya da sezonluktur.
Some opportunities are both brief and seasonal.
Bazı fırsatlar kısa süreli ve mevsimseldir.
There are few seasonal changes.
Mevsimler çok az değişiklik gösterir.
Monthly or seasonal distribution of precipitation is irregular.
Yağışların aylara ve mevsimlere göre dağılımı düzensizdir.
That's $400 times two times a seasonal series of seven shows.
Yedi gösterinin bir sezonluk serisinin iki seferlik 400 dolarlık bileteri.
And I will recommend your new artists, Yoo So-rim's band, for seasonal models.
Dönemsel model olarak yeni sanatçılarınız, Yoon So-rimin grubunu önereceğim.
This picture is a typical seasonal grassland.
Bu resim tipik bir mevsimsel çayıra aittir.
Nowhere else on Earth is seasonal change so extreme.
Dünyanın başka hiç bir yerinde mevsimsel değişim bu kadar büyük değildir.
there has always been seasonal melting and moulins have formed in the past,
burada her zaman mevsimlik erimeler olmuş ve geçmişte de değirmenler oluşmuştur ama
Results: 303, Time: 0.0363

Top dictionary queries

English - Turkish