Examples of using Seldom in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Hello? Seldom, you have to speak with Petersen,
Seldom, Petersenla konuşmalısın,I must warn you, that seldom augurs well.
She's seldom mistaken. No, I'm not.
Hayır, değilim. Çok az hata yapar.They have stopped the bus. Seldom and the other mathematicians are safe.
Otobüsü durdurmuşlar. Seldom ve diğer matematikçiler güvendeler.I seldom waste time speculating about retired spy-masters and their associates.
İstihbarat şefleri ve iş arkadaşları hakkında pek kafa yorup boşa zaman harcamam.No, I'm not. She's seldom mistaken.
Hayır, değilim. Çok az hata yapar.He shut himself in here, seldom emerged except for meals.
Kendini buraya kapatmıştı ve yemekler dışında pek çıkmıyordu.Very seldom.
Çok az.They have stopped the bus. Seldom and the other mathematicians are safe.
Seldom ve diğer matematikçiler güvende. Otobüsü durdurdular.Mr. Banyon, I have seldom seen finer.
Bay Banyon, bundan daha iyisini pek görmedim.Hello? Seldom, you have to speak with Petersen,
Seldom, Petersenla konuşmalısın,I have seldom seen a murder jury selected and sworn in less than half a day.
Cinayet davasına bakacak bir jürinin yarım günde seçilip yemin ettiğini pek görmemiştim.Arthur Seldom.
Arthur Seldom.Plants from the hot-house, according to Mr. Porringer, are seldom fertile.
Bay Porringera göre sera bitkileri pek verimli olmazmış.Arthur Seldom.
Arthur Seldom.Are seldom fertile. Plants from the hothouse, according to Mr. Porringer….
Bay Porringera göre sera bitkileri pek verimli olmazmış.We seldom talked during dinner.
Akşam yemeğinde pek konuşmazdık.You know Seldom?
Seldomu tanıyor musun?Don't let Seldom get into your head.
Seldomun kafanın içine girmesine izin verme.Who's with Seldom?
Seldomun yanında kim var?
