SEQUENCER in Turkish translation

sıralayıcı
to sort
to order
ardışımlayıcı
diziciye
series
show
knee
drama
sequence
number
set
array
string
soaps
sequencer
sıralayıcısı
to sort
to order

Examples of using Sequencer in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Computer category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
Initiating ground launch sequencer now.
Yer fırlatma sistemi şimdi çalıştırılıyor.
Music Sequencer.
Müzik ArdışımlayıcıGenericName.
Y-You need a DNA Sequencer.
Size DNA sıralayıcı lazım.
Bass synthesizer/sample player/sequencer.
Temel sentezleyici/ örnek oyunxu/sıralayıcı.
Or, is that her original DNA sequencer?
Yoksa onun orijinal DNA sıralayıcısı mı?
Could not open/ dev/ sequencer to get some info. Probably there is another program using it.
Bilgi almak için/ dev/ sequencer açılamadı Başka bir program tarafından kullanılıyor olabilr.
And let me lead. But maybe you could ignore your chronographic sequencer- That's handy.
Bu olabilir, ama Kronografik ardışımlayıcını kulakardı edebilirsin,… ve şey, kendini bana bırak.
Will get you one step closer to the answers. Surely the data that you got in Denver from that gene sequencer.
Denverdaki gen diziciden gelen bilgi seni cevaplara bir adım daha yanaştıracak.
That's handy but maybe you could ignore your chronographic sequencer and, er, let me lead.
Bu olabilir, ama Kronografik ardışımlayıcını kulakardı edebilirsin, ve şey, kendini bana bırak.
control over MIDI files, GarageBand does not include several features of professional-level DAWs, such as a sequencer for drum tracks separate from the normal piano roll.
normal piyano rulolarından ayrı olarak davul parçaları için bir sequencer gibi profesyonel seviyedeki Dijital ses işleme istasyonuların birkaç özelliğini içermez.
A music sequencer(or audio sequencer or simply sequencer) is a device
Müzik sıralayıcı, CV/Gate, MIDI veya Açık Ses Kontrolü( OSC)
I was expecting sequencers.
Ardışımlayıcı görmeyi bekliyordum.
We need an independent test using top-of-the-line DNA sequencers.
Sınıf DNA dizileştiricileri kullanarak bağımsız bir test yapmamız gerekiyor.
The launch activation sequencers aren't responding.
Ateşleme aktivasyon ardışımlayıcıları yanıt vermiyor.
Our resident genius said he would help me figure out how to use the control sequencers.
Yerleşik zekada, dizici kontrollerin nasıl kullanılacağı konusunda bana yardım edeceğini söyledi.
They're still missing launch sequencers.
Fırlatma sıralayıcıları hâlâ yok.
Our genius said he would help me figure out how to use the control sequencers.
Yerleşik zekada, dizici kontrollerin nasıl kullanılacağı konusunda bana yardım edeceğini söyledi.
Launch activation sequencers aren't responding.
Ateşleme aktivasyon ardışımlayıcıları yanıt vermiyor.
My vocal processors are enhanced with polyphonic sequencers.
Polifonik sıralar ile geliştirildi. Vokal işlemcim.
access to cutting-edge genetic sequencers.
son teknoloji gen dizicisine ihtiyacı var.
Results: 42, Time: 0.0495

Top dictionary queries

English - Turkish