SOFTLY in Turkish translation

['sɒftli]
['sɒftli]
usulca
softly
gently
quietly
slowly
gentle
nice
on the low-low
meekly
yumuşak
soft
smooth
tender
gentle
fluffy
softly
squishy
mellow
supple
mild
yavaş
slow
slowly
easy
gently
softly
nice
down
gradually
sessiz
quiet
silent
silence
shh
mute
keep
hush
yavaşça
slow
slowly
easy
gently
softly
nice
down
gradually
hafifçe
light
mild
lightweight
soft
little
minor
mildly
gentle
subtle
faint
sessizce
quiet
silent
silence
shh
mute
keep
hush
nazikçe
kind
nice
gentle
polite
delicate
decent
kindly
courteous
gently
gracious
hafif
light
mild
lightweight
soft
little
minor
mildly
gentle
subtle
faint

Examples of using Softly in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I find i am humming, softly.
Kendimi sessizce mırıldanırken buluyorum.
I will play so softly nobody will know I'm there.
O kadar yumuşak çalacağım ki kimse orada olduğumu anlamayacak.
Szukalski began talking softly, his cat eyes half shut." Wallace asked.
Szukalski hafifçe konuşmaya başladı, kedi gözleri yarı kapalıydı. diye sordu Wallace.
Walk softly and carry an armoured tank division, I always say.
Yavaşça yürüyün ve bir zırhlı tank tümeni taşıyın derim.
Tom lay on his bed and cried softly into his pillow.
Tom yatağına yattı ve yastığına usulca ağladı.
Speak softly.
Yavaş konuş.
Talk softly.
Alçak sesle konuş.
I'm touching you softly.
Sana nazikçe dokunuyorum.
Who watches and catches the laughter which softly tears me to tatters.
Sanki onun yanında duran… beni sessizce parçalayan gülüşünü bekleyen ve yakalayan biri gibiyim.
Walk softly and carry an armoured tank division, I always say.
Her zaman derim, hafifçe yürü ve zırhlı tank tümeni götür.
I want to kiss you… just once, softly and sweetly on your mouth.
Seni öpmek istiyorum… yanlızca bir kere, yumuşak ve tatlı dudaklarından.
very softly.
çok çok yavaşça öpüyor.
gasps softly.
gasps usulca.
Speak softly.
Sessiz konuş.
It must be prepared with a true heart. Softly!
Yavaş ol! Yüreğini koyarak hazırlamalısın!
Softly As I Leave You.
Benim nazikçe ayrılışım gibi.
If you don't mind, can you speak softly?
Eğer sakıncası yoksa, alçak sesle konuşabilir misiniz?
Said the teacher softly, and added aloud in French.
Dedi öğretmen sessizce ve Fransızca olarak ekledi.
It was not an impulsive decision. Softly.
Hafifçe. Fevri bir karar değildi.
After we're married, I will keep the phone here… in the living room and talk softly.
Evlendikten sonra telefonu oturma odasına alacağım ve yavaşça konuşacağım.
Results: 466, Time: 0.0563

Top dictionary queries

English - Turkish