SPREADSHEET in Turkish translation

• hesap tablosu
• hesap çizelgesi
• tablolama
• hesap tablosuna
• hesap tablosundan

Examples of using Spreadsheet in English and their translations into Turkish

The Multi-Tool product line began with expert systems for the Multiplan spreadsheet.
Multi-Tool ürün serisi, Multiplan elektronik tablosu için uzman sistemler ile başladı.

Now, uh, open up the spreadsheet and input the new figures.
Şimdi tablolar açıp yeni veriler girin.

And showed Dean what a spreadsheet was.
Ve Deane elektronik çizelgenin ne olduğunu gösterdim.

I need these numbers in spreadsheet format.
Bu numaralara elektronik tablo formatında ihtiyacım var.

You're gonna make another spreadsheet.
Bir tablo yapacağım.- Bir tablo daha yapacaksın.

Write spreadsheet documents.
Metin belgeleri oluşturComment.

Making calls, problem solving, spreadsheet.
Arama yapmayı, problem çözmeyi, hesap çizelgesi yapmayı.

Haddie helped me make a spreadsheet for all the Thanks… For all the Thanksgiving football stuff.
Haddie Şükran Günü futbol oyunu için bu çizelgeyi yapmama yardım etti.

But one of them had a spreadsheet on it.
Ama bir tanesinin üstünde bir çizelge vardı.

I have got a spreadsheet from one of them expecting compensation for the baby i'm having.
Birinden, sahip olacağım bebeğin tazminatı için çizelge aldım.

One dad actually sent me a spreadsheet of his daughter's playing time.
Bir baba, bana kızının oyun süresini gösteren bir tablo gönderdi.

The Apple II was chosen to be the desktop platform for the first"killer app" of the business world: VisiCalc, a spreadsheet program.
Apple II, VisiCalc hesap tablosu programı ile iş dünyasının ilk'' killer app'' inin masaüstü platformu olmuştur.

Through version 4.5a, Works used a monolithic program architecture whereby its word processor, spreadsheet and database documents ran in windows of the same program interface.
A sürümü ile Works, Works Word Processor ve Elektronik Tablo/ Veritabanı belgelerinin aynı program arabiriminin pencerelerinde koştuğu, yekpare bir program mimarisi kullandı.

I could show you the spreadsheet, but in sum-- the more interviews, the faster the children died.
Size tabloyu gösterebilirim ama özetle röportaj sayısı arttıkça, çocuğunuzun ölümü hızlanır.

But, according to my spreadsheet, you're still I don't know what kinda faulty Math you're using a hundred and twenty shy of being square with me.
Benim tabloma göre, sen hala… yüzyirmi tane borçlusun bana. Ne tür bir hatalı matematik hesabı yapıyorsun bilmem ama.

And I even hired these two bozos to host the seminar. I made the spreadsheet, I posted it online.
Tablo yaptım, internete yükledim… hatta bu arkadaki iki malı da size seminer versin diye tuttum.

Yeah, okay, so you're having them collated-- the proposal, the spreadsheet, everything, right?
Tamam, yani onları toplu alıyorsun hesaplar, teklifler, her şey değil mi?

Its core functionality includes a word processor, a spreadsheet and a database management system.
Temel işlevselliği bir kelime işlemci, bir hesap tablosu ve bir veritabanı yönetim sistemi içeriyordu.

formulas were both difficult to use, and resistant to future changes in the spreadsheet layout.
kullanımı zor hem de gelecekteki elektronik tablo düzenindeki değişikliklere karşı dirençli olduğunu keşfetti.

However, it implements these using traditional spreadsheet concepts, as opposed to Improv's use of multidimensional databases.
Bununla birlikte, bunlar Improvun çok boyutlu veritabanlarının kullanımına karşıt olarak geleneksel elektronik tablo kavramlarını kullanarak uygular.