Examples of using Tapes in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
And make no mistake, we have already collected 2,500 CCTV tapes.
We need the tapes from that camera.
It wasn't Rawlings who destroyed the radio equipment… and the ship's tapes.
Wow, this thing has two tapes!
New tapes will arrive every other month.
Names, phone logs, and tapes, please.
İsimler, telefon kayıtları ve teypler Iütfen.Yes, three other surveillance tapes.
Evet, üç farklı güvenlik kamerası kaydı.Why are you watching these tapes?
I wanna see surveillance tapes and a list of all registered hotel guests.
Kamera kayıtlarını ve tüm I will check the security tapes from the hotel. How did you meet?
Otelin güvenlik kayıtlarına bakarım, nasıl tanıştınız onunla?I promise I will get these tapes to you as fast as I can.
Yapabileceğim en hızlı şekilde bu kasedi sana ulaştıracağıma söz veriyorum.Took notes and made tapes.
Notlar ve kayıtlar aldım.The technicians haven't found any tapes for the camera.
Teknisyenler güvenlik kamera kaydı bulamadı.I will send you some tapes.
Sana bazı teypler gönderirim.Who had access to those tapes?
Bu kayıtlara kimlerin ulaşma yetkisi var?Then he returns the tapes and the typed pages.
Sonra teypleri ve daktilo edilmiş sayfaları iade ediyor.And you must be the one that sent the tapes of my husband.
Sen de kocamın kayıtlarını yollayan kişi olmalısın.Would you, uh, care to review the security camera tapes with me?
Benimle beraber kamera kayıtlarına… bakmak ister misiniz?Uh, a tape deck, some Creedenoe tapes.
Evet, kasetçalar, birkaç Creedence kasedi.These tapes suggest that you should take your winnings and leave the state.
Gitmeniz gerektiğini gösteriyor. Bu kayıtlar sizin kazançlarınızı geri verip.
