Examples of using Thermometer in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
you stil hate the thermometer.
hâlâ dereceden nefret ediyorsun.Get me the thermometer.
Grab a thermometer.- Okay.
Tom looked at the thermometer.
Tom termometreye baktı.I told your sister I was here for my thermometer.
Kardeşine ateş ölçerim için geldiğimi söyledim.I hope they're using a meat thermometer.
Umarım et termometresi kullanıyorlardır.you still hate the thermometer.
hâlâ dereceden nefret ediyorsun.Did you use that thermometer on cadavers?
O dereceyi kadavralarda kullandın mı?Yes, it is! Nibs put the thermometer in her mouth!
Nibs termometreyi ağzına koydu. Evet, bu!I think we're gonna need a new floating thermometer.
Sanırım yeni bir tane yüzen termometreye ihtiyacımız var.Meat thermometer.
Et termometresi.Bryan… I told your sister I was here for my thermometer. Yes?
Evet? Bryan… Kardeşine ateş ölçerim için geldiğimi söyledim?Where did I put my thermometer.
Nereye koymuştum ben dereceyi?I'm gonna go get the thermometer, okay? Um, I guess?
Sanırım. Gidip termometreyi getireceğim, tamam mı?Uh, looks like a thermometer.
Ih, bir termometreye benziyor.Kelly, this is a meat thermometer.
Kelly, bu et termometresi.That is one nasty contusion. Use the thermometer.
Kötü çarpmış kafasını. Dereceyi kullan.And don't put the thermometer in the tea. Got it.
Ve termometreyi çaya koymayın. Anladım.A new floating thermometer. I think we're going to need.
Sanırım yeni bir tane yüzen termometreye ihtiyacımız var.I have… I have given you a meat thermometer for three Father's Days in a row.
Üst üste üç Babalar Gününde sana et termometresi almıştım.
