THICKER in Turkish translation

• kalın
• yoğun
• kalınlaşıyor
• yoğunlaşıyor
• kalınlaştı

Examples of using Thicker in English and their translations into Turkish

Looks thicker More like vicar.
Kalınca bu Sanki mahalle papazı.

The thicker the line, the heavier the traffic.
Çizgi kalınlaştıkça trafik artıyor.

There is no time to wait for thicker ice.
Buzun kalınlaşmasını bekleyecek vakit yok.

You keep the patient records coming, and these envelopes will just get thicker.
Hasta kayıtlarını göndermeye devam et ve bu zarflar gittikçe kalınlaşsın.

The smaller you are, then, relatively speaking, the thicker the air gets.
Orana bağlı konuşursak ne kadar küçüksen hava o kadar kalınlaşır.

Yes, but thicker on the whole.
Evet ama sonuçta kalınlaşıyorum.

Actually, could you make it a bit thicker?
Aslında, biraz daha kalınlaştırmanız mümkün mü?

After the polar ice has been melted… the atmosphere begins to grow thicker.
Kutuptaki buzlar eridikten sonra atmosferin yoğunluğu artacak.

As for that needle story, you deserve a longer and thicker one.
Şu iğne hikayesine gelince… daha uzununu ve daha kalınını hakediyorsun.

The atmosphere begins to grow thicker. After the polar ice has been melted.
Kutuptaki buzlar eridikten sonra atmosferin yoğunluğu artacak.

So the clouds get thicker. Spiraling temperatures cause more evaporation.
Hızla artan sıcaklık daha çok buharlaşmaya neden olacak ve bulutlar kalınlaşacak.

Thicker is just as important.
Aklında olsun, kalınlık da önemli.

The longer it's active inside an animal, the thicker the blood becomes.
Bu madde hayvanın içinde ne kadar kalırsa, kan o kadar yoğunlaşır.

They're square. And thicker than normal.
Kare şeklindeler ve normalden daha kalınlar.

Thicker plastic material is often called a“sheet”.
Daha kalın plastik malzeme genellikle“ tabaka” olarak adlandırılır.

And you can feel that because it's thicker at that edge.
Ve siz bunu köşesi daha kalın olduğu için hissedebilirsiniz.

Blood thicker than mud♪.
Kan koyudur çamurdan.

It looks thicker, doesn't it?
Daha sık görünüyor, değil mi?

Thicker Paper.
Daha Kalın Kağıt.

Thicker ice, colder weather.
Buz daha kalın, hava daha soğuktu.