TO THE COUNT in Turkish translation

• konta
• kontun
• kadar sayalım
• sayacağım
• sayıyorum

Examples of using To the count in English and their translations into Turkish

that God might be merciful to the Count, and might allow his noble soul to leave this earth in peace.
sevgili kuzenim, Tanrı Konta merhamet etsin. Ve asil ruhunun bu dünyadan huzur içinde ayrılmasını sağlasın.

But in the meantime i will give you to the count of three to put your stick down before I give you some real charges to give him when he gets here.
O geldiğinde… seni gerçek bir suçla itham etmeden önce o sopayı indirmen için… üçe kadar sayacağım.

He has already sent one to the Count(via Basilio) that indicates that the Countess has a rendezvous of her own that evening.
Bundan başka Figaro zaten Basılio vasıtası ile Konta bir mektup gönderip ona Kontesin kendi başına o gece bir randevuya gideceğini bildirmiştir.

When he hears the pin is Susanna's, he is overcome with jealousy, especially as he recognises the pin to be the one that fastened the letter to the Count.
Broşun Susannaya ait olduğunu duyunca, özellikle iğneli broşun Kontun gönderdiği mektuba ilişkili olan takı olduğunu tanıdığı için, Figaronun kıskançlık duyguları iyice depreşir.

The Countess dictates a love letter for Susanna to send to the Count, which suggests that he meet her(Susanna) that night,"under the pines.
Kontes Susannaya Konta verilmek uzere bir pusula yazdırtır ve buna göre Susannayla o akşam'' çamlar altında'' buluşma imkânı olduğu açıklanır.

She told me she hadn't sold herself to the Count of Santa Barbara while he was alive, let alone sold herself to him after his death.
Adam hayattayken kendisini Santa Barbara Kontuna satmamışken,… ölümünden sonra da satacak hali olmadığını söyledi bana.

Ravenstein were given to the Count Palatine of Neuburg,
Ravenstein şehirleri Palatinate-Neuburga( Count Palatine of Neuburg)

Now has no reason not to come forward, and nobody comes forward, guess what. Because this person if by some chance, I get to the count of three.
Artık bu kişinin öne çıkmamak için bir sebebi yok… ve üçe kadar saydığımda kimse öne… çıkmazsa ne olacak tahmin edin.

Locoservator respectively mean belonging to a house, Vice meaning deputy or substitute for a superior, and subordinate to the count or duke.
üst düzey bir vekili temsil eden ve kont ya da düke bağlı olan anlamına gelir.

Just move as I tell you to move to the counts I give you?
Sadece benim sayılarıma göre söylediğim gibi dans et. Tamam mı?

By inheritance from the Lenzburgs the Vogtei passed first to the counts of Kyburg, then later to the Habsburgs and the Counts of Toggenburg.
Lenzburg dükalığının sona ermesinden ve Zürihgaunun bölünmesinden sonra Altstetten önce Kyburg dükalığının sonra da Habsburgların kontrolüne geçti.

between the bishops, the chapter and the civic authorities- particularly when serfs belonging to the counts transferred their trade(and taxes) to the cathedral.
13. yüzyıllarda katedralin gelirini artırmış olsa da özellikle kontluğa bağlı serfler ticaret için kilise çevresini seçtiğinde ve vergilerini katedrale verdiğinde piskoposluk ile sivil idare arasında birçok tartışmanın ve sorunun kaynağı olmuştur.

I belong to the Count.
Aslında ben konta aidim.

I}to the count of ten.
Senin… için ona kadar sayacağım.

Key to the count room.
Sayım odasının anahtarı.

You have to the count of three.
Bak üçe kadar sayıyorum.

To the Count's opening night in Chicago.
Kontun Şikago'' daki açılışının şerefine.

I set fire to the Count's forest.
Kontun ormanını ateşe verdim.

I say to the count of 20.
Benim sayım 20.

I will talk to the count about this!
Kontla bu konuyu konuşacağım!