TREE TRUNKS in Turkish translation

• ağaç gövdesi
• ağaç gövdeleri
• ağaç gövdelerini

Examples of using Tree trunks in English and their translations into Turkish

When you go past a managed forest, you see a mass of tree trunks.
İnsanların diktiği bir ormandan geçerseniz ağaç gövdelerinden oluşan bir yığın görürsünüz.

You got biceps the size of tree trunks.
Ağaç gövdesi gibi kasların var.

Seven feet tall. Arms like tree trunks.
Boylarında kolları bir ağaç gövdesi gibi.

Tree Trunks had a sour taste inside her mouth.
Tombiş Filın ağzında ekşi bir tat vardı.

Whether their ancestors paddled across in hollowed-out tree trunks like these or floated on giant bamboo rafts, no-one knows.
Ataları, bunlar gibi içi oyulmuş ağaç gövdeleri içinde kürek çekerek mi geçtiler. veya dev bambu sallar üzerinde mi geçtiler kimse bilmiyor.

what I'm actually crouching beside is one of the planet's very early tree trunks.
ama karşısında çömeldiğim şey gezegenin en ilkel ağacının gövdesi.

One uses a chain saw to artfully sculpt entire tree trunks into a bear perhaps or an eagle.
Zincir testereyi kullanarak ustaca bütün bir ağaç gövdesiyle bir ayı veya bir kartal yapabilirsin.

The tree trunk:'Fu.
Ağaç gövdesi: Fu.

There may be something hiding deep inside this hollow tree trunk.
Bu içi boş ağaç gövdesi derinlerde bir şey gizliyor olabilir.

There's one hiding under that tree trunk!
Bir tane de ağaç gövdesinin altında saklanan var!

It was like a tree trunk.
Ağaç gövdesi gibiydi.

I used a tree trunk.
Ağaç gövdesi kullandım.

I do believe the tree trunk has filled out a little.
Ağaç gövdesi biraz doldururdu sanırım.

Tom sat on a tree trunk.
Tom bir ağaç gövdesinde oturdu.

If you act like a tree trunk I will chop you down.
Eğer kütük gibi davranırsan seni baltayla keserim.

Up near the pastures. I-it was embedded in a tree trunk.
Bir ağaç gövdesine saplanmıştı… çayırın yakınındaki.

Was half wood, half stone The tree trunk.
Ağacın gövdesinin… yarısı odun, yarısı taşmış.

I'm not spending all weekend sitting on a tree trunk.
Tüm haftasonumu bir ağaç gövdesinde oturarak geçiremem.

Tree trunk.
Ağaç kütüğü.

Was half wood, half stone The tree trunk.
Yarısı odun, yarısı taşmış Ağacın gövdesinin.