UNENDING in Turkish translation

[ʌn'endiŋ]
[ʌn'endiŋ]
sonsuz
infinite
eternal
endless
forever
everlasting
infinity
eternity
unlimited
ultimate
boundless
bitmeyen
end
's
finished
endless
done
toend
to expire
kesintisiz
blackout
interruption
cut
deduction
outage
cutbacks
disruption
bilme
to know
mükafaat vardır

Examples of using Unending in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
We are all travelers on an unending voyage of discovery.
Hepimiz gezginiz burasıda bitmez tükenmez keşif yolculuğunun yolu.
Over there, I can see the long, unending line of waiting victims.
Orada uzun, bitmez tükenmez kurban sırasını görebiliyorum.
You seem to have an unending supply of friends.
Bitmek bilmeyen bir arkadaş kaynağın var gibi.
Unending, unforbidden!
Tükenmeyen ve yasaklanmayan!
And the unending generosity you bring to my world. I'm not worthy of your infinite love.
Sonsuz aşkına layık değilim… hayatıma getirdiğin bitmeyen cömertliğe de.
But it will cause you unending pain.
Ama sana sürekli bir acı verir.
The British oppression in Boston is constant and unending.
Bostondaki İngiliz baskısı sürekli ve bitmek bilmiyor.
Except those who believe and do the right: For them there is reward unending.
İnanıp erdemli davrananlara ise kesilmez bir ödül var.
This is Our unending provision.
Verdiğimiz bu rızıklar tükenecek değildir.
This is Our unending provision.
Bizim bu rızkımız tükenmez.
My punishment was the unending protection of this world.
Benim cezam bu gezegeni sonsuza kadar korumaktı.
The black devil who is responsible for your unending torment is sheltered right under this very roof, treated like an honored guest?
Senin sonsuz ızdırabının sorumlusu olan kara şeytan bu çatının altına sığınıyor onur konuğu gibi itibar görüyor.- Bana mı diyorsun?
Get ready to step back to a simpler age filled with tweet calves, cheerful sheep and unending troubles.
Cıvıltı, neşeli koyunlar ve bitmeyen sorunlarıyla dolu daha basit bir çağa dönmeye hazırlanın.
Heavenly Father. by your blessing… let this ring be to William and Sarah… a symbol of unending love and faithfulness.
Kutsal babamız, senin inayetinle bu yüzük William ve Sarahnın sonsuz aşklarının ve sadakatlerinin bir sembolü olsun.
If the victims had their invitations made at unending notes, I'm pretty sure we know some of the people they sent them to.
Kurbanlar davetiyeleri'' Bitmeyen Notlar'' a yaptırmışsa, onların davetiyeleri gönderdiği insanların bazılarını tanıdığımıza eminim.
Except those who believe and do the right: For them there is reward unending.
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar müstesnadır. Onlar için kesintisiz bir ödül vardır.
To different times and places which are complete and unending. Every wormhole has millions of exits.
Her solucan deliğinin her biri kendi içinde bütün ve sonsuz farklı zamanlara ve mekanlara açılan milyonlarca çıkışı vardır.
theirs shall be a hire unending.
onlar için kesintisi olmayan bir ecir( mükafaat) vardır.
For a while. I was 22 and a virgin and was clasping in my arms at last the goddess of my unending fantasies.
Bir süre için… 22 yaşında bir bakirdim… ve sonsuz fantazilerimin tanrıçası… kollarımın arasındaydı.
do the right: For them there is reward unending.
onlar için kesintisi olmayan bir ecir( mükafaat) vardır.
Results: 63, Time: 0.0612

Top dictionary queries

English - Turkish