UNFETTERED ACCESS in Turkish translation

• sınırsız erişimimiz
• limitsiz erişim izni
• serbest erişim
• serbest giriş
• sınırsız erişim

Examples of using Unfettered access in English and their translations into Turkish

In order to add to the cache, I would need to have unfettered access to the FBI server.
Önbelleği eklemek için FBI sunucuna sınırsız erişim sağlamam gerekiyor.

Unfettered access to the private park is, of course, one of the finest things about living on Gramercy.
Özel parka serbest erişim. Gramercyde yaşamanın en iyi yanlarından birisi.

MacPherson has had hours, hours of unfettered access, and God only knows… What that man has done.
McPhersonın depoya saatlerce kontrolsüz erişimi oldu ve kim bilir adam ne yaptı.

Tapping into her would give you unfettered access to a wealth of intelligence with which to inform your investment strategies.
Ona erişim sağlamak yatırım stratejilerinizi canlandırmak için bol miktarda istihbarata serbestçe giriş imkanı sunuyor.

We are being asked to allow Cylons unfettered access… to the most critical systems on every ship in this fleet?
Bizden, filodaki her geminin en önemli sistemlerine Cylonların sınırsız erişimine izin vermemiz mi isteniyor?

We need to look for places with unfettered access, where there's no attention brought to people coming and going.
Giriş çıkışın kontrolsüz olduğu,… gelip geçen insanların dikkatini çekmeyen yerlere bakmalıyız.

In it, you argue that researchers should have unfettered access to embryos that are destroyed by IVF clinics in the course of their work.
O makalede, araştırmacıların tüp bebek klinikleri tarafından kullanılmaz hale getirilen embriyolara serbest erişime sahip olmaları gerektiğini savunmuşsunuz.

To the Archer program's entire security interface. We now have unfettered access.
Artık Okçu Programının güvenlik ara yüzüne sınırsız erişimimiz var.

I'm supposed to give you unfettered access to the system?
Buna karşın sisteme serbest erişim hakkı nasıl verebilirim?

I was promised unfettered access.
Bana serbest giriş sözü verildi.

Unfettered access, remember?
Serbest erişim, unuttun mu yoksa?

Unfettered access to the system? but, what, I'm supposed to give you?
Buna karşın sisteme serbest erişim hakkı nasıl verebilirim?

And this is unfettered access to the governor's chief of staff.
Bu serbest giriş valinin personel şefine verildi yalnızca.

Unfettered access.
Sınırsız erişim.

This will give you unfettered access to the Mediterranean.
Bu size Akdenize serbest erişim sağlar.

What do you need? Unfettered access to your mother-in-law?
Kayınvalidenize sınırsız erişim. Ne istiyorsun?

Did you tell him who gave you the tip-off about Frank? Unfettered access.
Frankle alakalı bilgiyi kimden aldığını söyledin mi ona? Sınırsız erişim.

Give them unfettered access to the Agency.
Teşkilata serbestçe erişimlerini sağlayın.

Who better to provide unfettered access to the source than the man who built it?
Kaynağa sınırsız erişimi, onu yapandan daha iyi kim sağlayabilirdi ki?

Unfettered access to buildings, come and go as they please.
Binalara özgür erişim, istedikleri gibi girip çıkarlar.