WE DON'T HAVE TO WAIT in Turkish translation

[wiː dəʊnt hæv tə weit]
[wiː dəʊnt hæv tə weit]
beklemek zorunda değiliz
beklememize gerek yok
beklememiz gerekmiyor

Examples of using We don't have to wait in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I guess we don't have to wait here any longer.
Sanırım burada daha fazla beklememize gerek kalmadı.
We don't have to wait two years anymore.
Artık iki yıl beklememize gerek kalmadı.
At least we don't have to wait for a table.
Sonunda bir masa için beklememize gerek kalmadı.
Hope we don't have to wait too long.
Umarım çok fazla beklemek zorunda kalmayız.
We don't have to wait twoyears anymore.
Artık iki yıl beklememize gerek kalmadı.
We don't have to wait two years any more.
Artık iki yıl beklememize gerek kalmadı.
Two years anymore. We don't have to wait.
Artık iki yıl beklememize gerek kalmadı.
We don't have to wait around for that'cause it takes forever with the little ones, okay?
Bunun için boşuna beklememize gerek yok çünkü küçüklerle bu sonsuza kadar sürebilir, tamam mı?
Aunt Claire gave us passes, so we don't have to wait in line. Yeah, I guess.
Claire teyze bize giriş kartı verdi böylece sırada beklememiz gerekmiyor.- Evet, sanırım.
We got some panels to put up, but we don't have to wait to start growing things.
Birkaç panel koymamız gerek fakat bir şeyler ekmeye başlamak için bunu beklememize gerek yok.
Yeah, I guess. Aunt Claire gave us passes, so we don't have to wait in line.
Evet, sanirim. Claire teyze bize giris karti verdi böylece sirada beklememiz gerekmiyor.
For some guy to ask us out on a date, right? We don't have to wait around?
Bir erkeğin bizi davet etmesini beklemek zorunda değiliz, değil mi?
also so we don't have to wait here at the gate.
ayrıca burada kapıda beklememize gerek kalmaz.
We didn't have to wait too long at all.
Artık o kadar çok beklemek zorunda değiliz.
Well, we didn't have to wait very long.
Pekala, çok fazla beklememize gerek yok.
I wish we didn't have to wait.
Keşke beklemek zorunda olmasak.
We didn't have to wait.
Biz beklemek zorunda değildik.
The train arrived on time, so we didn't have to wait at all.
Tren zamanında ulaştı böylece biz beklemek zorunda olmadık.
I wish we didn't have to wait three more days.
Keşke üç gün daha beklemek zorunda olmasam.
We went to the restaurant, they let us in, we didn't have to wait.
Lokantaya gittik, hemen içeri aldılar, beklemedik bile.
Results: 45, Time: 0.066

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish