Examples of using We don't have to go in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
I'm sorry, we don't have to go dancing.
We don't have to go all the way over there.
Ta oraya kadar gitmemize gerek yok.Oh, yeah. We all graduated early, and we don't have to go anymore.
Evet. Hepimiz erken mezun olduk ve artık gitmek zorunda değiliz.Oh, we don't have to go to Kepner's wedding.
Oh, Kepnerin düğününe gitmemize gerek yok.I said yes, but we don't have to go.
Evet dedim, ama gitmek zorunda değiliz.But we don't have to go away to make love.
Ama sevişmek için uzaklara gitmemize gerek yok.We don't have to go to dinner with them.
Ama onlarla yemeğe gitmek zorunda değiliz.I mean, we don't have to go far. I mean.
Demek istediğim çok uzağa gitmemize gerek yok.And then we don't have to go to Florida in the spring?
Ve sonra ilkbaharda Floridaya gitmek zorunda değiliz.But fortunately, we don't have to go that far to find him.
Neyse ki onu bulmak için o kadar uzağa gitmemize gerek yok.Besides, we don't have to go at him directly.
Zaten doğrudan Boyda gitmemize gerek yok.But, you know, we don't have to go.
Ama biliyorsun, gitmemize gerek yok.No, uh, we don't have to go there.
Hayır. Oraya gitmemize gerek yok.Slow down a bit. We don't have to go that fast.
Biraz yavaşla. O kadar hızlı gitmemize gerek yok.We don't have to go that fast. Slow down a bit.
Biraz yavaşla. O kadar hızlı gitmemize gerek yok.We don't have to go to the past, Alice.
Geçmişe gitmemiz gerekmez, Alice.President Hargrove said we don't have to go to class yet.
Maybe we have been rescued and we don't have to go to Shaanxi.
Belki de kurtulmuşuzdur. Şanksiye gitmek zorunda değilizdir.At least if we get shot, we don't have to go far.
En azından vurulursak çok uzağa gitmemiz gerekmeyecek.Perhaps we don't have to go to chapel today?
Belki de bugün kiliseye gitmek zorunda değilizdir?
