ÇIZIKLER in English translation

scratches
çizik
bir sıyrık
tırmık
kaşı
tırmala
çiz
kazı
çizecek
cizik
striations
çizgi çizgi
yiv set
scrapes
bir sıyrık
kazı
temizle
sürtme
çizik
kazıyıp
tıkarken
scratch
çizik
bir sıyrık
tırmık
kaşı
tırmala
çiz
kazı
çizecek
cizik
scratched
çizik
bir sıyrık
tırmık
kaşı
tırmala
çiz
kazı
çizecek
cizik

Examples of using Çizikler in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Çizikler karanlığa doğru gidiyor.
The scratches head off into the darkness.
Peki ya bu çizikler ve yanık izleri?
What about those scars and burn marks?
Margaretin boynunda çizikler vardı, kıvrımlı çizikler..
Margaret had scratches on her neck, curved scratches..
Parmak eklemlerinde çizikler vardı Lisada da çatlak bir dudak.
He had scratches on his knuckles, and Lisa had a split lip.
Ya çizikler?
What about the scratches?
Bu çizikler senin zaferlerini mi gösteriyorlar?
These markings… they tell of your victories?
O çizikler hakkında bir önsezi olduğunu söyledi Yaşlı adamın tekerlek üzerinde iyi.
She said she had a hunch about the scratches on the old man's wheel well.
Bu çizikler ne, ne oldu?
Stitches. What happened?
Yeni Loeffler Randalllarımın üzerinde çizikler vardı ama hemen çıktılar.
My new Loeffler Randalls had scuff marks on them, but they came right off.
Pekala Jose, neden çizikler ve morluklardan başlamıyoruz?
All right, Jose, why don't we start with the bruises and scratch marks?
Her tarafında çizikler ve çürükler var.
She's covered in scratches and bruises.
Kemik parçalarındaki çizikler ve çöküntüler, şu bizim opossumun dişlerine uyuyor.
The scratches and indentations on these bone fragments are inconsistent with our possum's teeth.
Alecin yüzü çizikler içinde. Onunla kavga ettiğini kabul ediyor.
Alec's face was scratched, he admits having fought with her.
Kabuktaki çizikler yıldızlara benziyor.
The markings on its shell. Look like stars.
Duvarda çizikler. Muhtemelen bir silah bilenmiş.
Got scratches on the wall. Probably a weapon sharpening.
Çizikler. -Ne oldu?
The scratches.-What happened?
Çizikler ile ilgili sorun ne ki?
What's the matter with scars?
İki yanında da çizikler olan gümüş renkli Audi.
Silver Audi with a scratch on both sides. Well, I don't know who it is.
Çizikler vardı. Coleun kollarında.
Cole has… scratches on his arm.
Elindeki çizikler kazıp çıkmaya çalışırken mi oldu? Denedim?
That's where you got the cuts, from trying to dig yourself out?
Results: 313, Time: 0.0381

Top dictionary queries

Turkish - English