Examples of using Çok geçtir in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bilmiyorum, belki… Belki çok geçtir.
Kim bilir, belki çok geçtir.
Kim bilir, belki çok geçtir.
Yaptığına pişman olmak için her zaman çok geçtir.
Fark ettiğimde ise artık çok geçtir.
Belki de beni göremeyeceği kadar çok geçtir.
Ya bir çocuğun çişini tutmasını öğrendiği gibi en başından öğrenir, ya da çok geçtir, ekselansları.
Kaptanımızın söylediği gibi, köpek balıkları bacaklarınızı yiyorsa kaçmak için çok geçtir.
Arnoux çiftinin ülkeden ayrılmasını engellemek için artık çok geçtir.
Eğer ilk beş dakika içinde gidip konuşmazsanız, artık çok geçtir.
Ya bir çocuğun çişini tutmasını öğrendiği gibi en başından öğrenir, ya da çok geçtir, ekselansları.
Bir an sonra, gitmiş olur. Artık bu konuda bir şey yapmak için çok geçtir.
Güzel. Maskeyi yeniden takmak isteriz, ucuz bir kostüm giyen çocuk gibi ama artık çok geçtir.
O da,'' Tamam'' der ama artık çok geçtir. Çünkü çoktan ölmüştür.
İtfaiye ve ilkyardım ekibi Harrisi kurtarmak için gelir, fakat artık çok geçtir, efendim.
İtfaiye ve ilkyardım ekibi Harrisi kurtarmak için gelir, fakat artık çok geçtir, efendim.
Cenaze törenlerinde, nasıl bir insan olduğunuzu sonunda dinleme şansını bulursunuz, aslında çok geçtir, gerçekten.
Elbette, çalışkan işçiler orada bir düşman olduğunu anlayana kadar artık çok geçtir.
O zaman çok geçtir.
Belki de çok geçtir.