Examples of using Çoktan ölmüştü in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ama onunla yüzleşmeye gittiğimde… çoktan ölmüştü.
Ebeveynlerim çoktan ölmüştü, ve ailemin serveti beni hedef yapıyordu.
O adam çoktan ölmüştü.
Fakat gerçekten… önemli olan şey… çoktan ölmüştü.
Ama onunla yüzleşmeye gittiğimde çoktan ölmüştü.
Hayvanlar çoktan ölmüştü.
Allahtan boyu kısa, yoksa şimdiye çoktan ölmüştü.
O adam çoktan ölmüştü.
Oraya vardığında Justin ve Brad çoktan ölmüştü, doğru mu?
Oraya gittiğimde arkadaşların çoktan ölmüştü.
Yoksa, annem şimdiye kadar çoktan ölmüştü.
Demek ki balıkçımız sen merdivenlerden aşağı itildiğinde çoktan ölmüştü.
Onlar çoktan ölmüştü.
Şoför dönüp baktığındaysa yürüyüşçü çoktan ölmüştü.
Aksi taktirde, o çoktan ölmüştü.
Uydunun düştüğü yere vardığımızda insanlar çoktan ölmüştü.
Onu burada yatarken bulduğumuzda, çoktan ölmüştü.
Onlar çoktan ölmüştü.- Nasıl?
Yargıç Aldrich çoktan ölmüştü.
Wallace ve Murphy çoktan ölmüştü.