ÖLDÜRMEDIĞIN in English translation

not killing
öldürmeyeceksin
öldüreceğimi değil
yok bu yaşlı HUEY helikopterini öldüremezsin
öldüremediğini sanıyordum ama iktidarsız olacağını sanmazdım
bilmiyorum emir der ki öldürmeyeceksin
bilmiyorum ama kendi oğlunu öldüremeyince
not murdering
cinayet değil
öldürmek değil
katil değilim

Examples of using Öldürmediğin in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Biliyor musun, insanları öldürmediğin zaman epey çekici oluyorsun.
When you aren't killing people. You know, you're really quite charming.
Tıpkı o iki mahkûmu öldürmediğin gibi Shemin ve Browne.
Shemin and Browne.- Just like you didn't kill those two other inmates.
Birini öldürmediğin sürece 16 yaşına kadar çocuksun ve sen öldürdün..
You're a juvenile up to 16 unless you kill somebody and you did.
Himmleri de öldürmediğin sürece, yalnızca Hitleri öldürmenin bir manası yok.
There's no point in killing Hitler unless you kill Himmler, too.
Beni öldürmediğin için tekrar sağ ol!
And thanks again for not killing me!
O gece öldürmediğin o çocuk var ya.
The kid you didn't kill that night.
O gece öldürmediğin o çocuk var ya?
Remember that boy you didn't kill that night?
Öldürmediğin kocayı sen öldürdün. Seni söyletiyor.
She's making you say you killed the husband you did not kill..
Öldürmediğin kocayı sen öldürdün. Seni söyletiyor.
You killed the husband you did not kill. She's making you say.
Beni uzun süre önce öldürmediğin düşünülürse.
Considering you're gonna kill me not too long ago.
Ama bu, Chris Walkerı öldürmediğin anlamına gelmez.
But that doesn't mean you didn't kill Chris Walker.
Onu senin öldürmediğin kesin.
Clearly you didn't kill him.
Lütfen bilelim!, Kimse seni, onu öldürmediğin için suçlamayacak.
Please let us know, I mean nobody would blame you, not for killing him.
Ama bu Oreni öldürmediğin gerçeğini değiştirmiyor.
But it doesn't change the fact that you didn't kill Oren.
Sen onu daha önce öldürmediğin sürece.
Unless you kill her first.
Anlıyorum. Denize açılıp balinayı öldürmediğin için korkaksın diyorlar.
I understand. They say you're a coward for not to go out to kill this whale.
Yine de bu, onu senin öldürmediğin anlamına gelmez.
That still doesn't mean you didn't kill him.
Asıl merak ettiğim niye beni öldürmediğin?
The real question is, why didn't you kill me?
Biliyorum, bunu çok önce söylemeliydim ama bizim çocuklarımızı öldürmediğin veya onlarla evlenmediğin için sağ ol.
But thanks for not killing or marrying any of our kids. I know I should have said this a long time ago.
Masumları öldürmediğin müddetçe artık yapmayacağım niye onların canavar olduğuna inanmayı reddettin?
As long as you don't kill the innocent I won't use it anymore Why do you refuse to believe they are monsters?
Results: 69, Time: 0.0403

Top dictionary queries

Turkish - English