Examples of using Önemsediğim in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Önemsediğim birine elveda demek zorundaydım.
Önemsediğim için soruyorum.
Buraya önemsediğim Janet için geldim.
Önemsediğim hiç kimse, dürüst saydığım hiç kimse bu İspanyaya uymuyordu.
Tek önemsediğim beni vurman.
Önemsediğim insanların kalbinde bir tapınağım var.
Onu ne kadar önemsediğim konusunda… hiçbir fikriniz olamaz.
Tek önemsediğim şey, senin kim olduğunu unutmamandır.
Seni önemsediğim gibi, kardeşim.
Önemsediğim için bağışlayın beni.
Bu önemsediğim anlamına gelir.
Önemsediğim için beni affet.
Seni önemsediğim anlamına gelmiyor.
Şimdi de benim önemsediğim bir rehinen var, öyle mi?
Şimdi de benim önemsediğim bir rehinen var, öyle mi?
Onu önemsediğim teorini, çoraplarını çıkarmamasına izin vermeme mi dayandırıyorsun?
Seni önemsediğim için özür dilemeyeceğim.
Para sende, Çinlilerde önemsediğim hiçbir şey kalmadı artık.
Önemsediğim için buradayım.
Tanıdığım yada önemsediğim herkes artık yok.