ŞÜPHECILIK in English translation

skepticism
şüphecilik
kuşkuculuk
şüpheci bir tavır seziyorum
cynicism
sinizm
kinizm
alaycılık
şüphecilik
kötümserlik
kuşkuculuk
çıkarcılık
scepticism
şüphecilik
kuşku
suspicion
şüphe
kuşku
zan
şüphelenmek
suspicious
şüphe
şüphelenmeye
kuşkulu
şaibeli

Examples of using Şüphecilik in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
İlk olarak Davide teşekkür etmek istiyorum… sağlıklı şüphecilik önemlidir ve olağanüstü iddialar olağanüstü kanıtlar gerektiriyor.
First of all I want to thank David for uh- Healthy skepticism is important… and extraordinary claims require extraordinary proof.
Sonsuz çeşitlikte şüpheler diken diğer düşünce biçimleri ile. Modern dünya ve tüm gürültüsü şüphecilik, agnostisizm, ateizm ve kafa karışıklığı yaratıyor;
That sew an infinite variety of doubts. The modern world and all its noise breed confusion, skepticism, agnosticism, and myriad forms of atheism.
Sonsuz çeşitlikte şüpheler diken diğer düşünce biçimleri ile. Modern dünya ve tüm gürültüsü şüphecilik, agnostisizm, ateizm ve kafa karışıklığı yaratıyor;
The modern world and all its noise breed confusion, skepticism, agnosticism, and myriad forms of atheism that sew an infinite variety of doubts.
Anlattığın geçmişe dayanarak,… bir erdem olarak sadakat üzerine şüphecilik geliştirmiş olman anlaşılır.
Given the history you described, that you might have developed a skepticism about fidelity as a virtue.
Huxleyin elinde agnostisizm, diğer herhangi bir şey gibi bir doktrin haline geldi- şüphecilik dinine dönüştü.
In his hands, agnosticism became as doctrinaire as anything else--a religion of skepticism.
Şüphecilik ve tevazunuz yoksa, bu yenilikçilikten diktatörlüğe gerçekten kısa bir seyahattir,
And if you don't have skepticism and humility, then it's a really short journey to go from reformer to autocrat,
Ülkeden oluşan avro bölgesinde ortaya çıkan kriz ve Avrupalı politika belirleyicilerinin onu çözemeyeceği yönünde artan şüphecilik, son haftalarda yatırımcılar arasındaki endişeyi körükleyen faktörler arasında yer alıyor.
The escalating debt crisis within the 17-nation Eurozone and growing scepticism that European policy makers are able to resolve it are among the factors that have been fuelling anxiety among investors in recent weeks.
Bu palyaçonun öldüğüne şüphe yok Akciğerleri şekerle dolu!
No wonder this clown died. His lungs are filled with candy!
Şüphe yok ki oğlum,
No wonder my son, Brice,
Marsı göz kamaştırıcı bulduğumuza şüphe yok, burası atalarımızın yuvası olabilir.
No wonder we find Mars fascinating, this could be our ancestral home.
Hiç şüphe yok ki harika insanların olması Vitus gibilerin ortaya çıkmasıyla olacaktır.
No wonder, such a wonderful human being like Vitus came out of it.
Sıfır da. Şüpheci olduğunu görüyorum Rosa, buna ne dersin?
So was zero. Okay, I can see that you're skeptical, Rosa?
Gitmezsem şüphe çeker. Herkes mi?
Everybody. If I don't go, it will look suspicious.
Gitmezsem şüphe çekecek. -Herkes mi?
Everybody. If I don't go, it will look suspicious.
Savaşı kazandığına şüphe yok, böyle yediğine bakılırsa. Gerçek kahve.
Real coffee. No wonder you won the war, eating like this.
Çok şüphe çekiyormuşum. Sokak köşesinde durduğum için.
He thought that I was too suspicious standing on the street corner.
Savaşı kazandığına şüphe yok, böyle yediğine bakılırsa. Gerçek kahve.
No wonder you won the war, eating like this. Real coffee.
Baş şüphelimiz, Liman Katili değil.- Tamam.
Turns out our chief suspect isn't the port-to-port killer. Okay.
Seni yarışırken görmek isteyeceklerine şüphe yok değil mi?
No wonder they want to see you race, eh?
Senin şüpheci olduğunu biliyorum, Ama ben Çinlilere inanıyorum.
I know you're skeptical, but I believe in the Chinese.
Results: 56, Time: 0.0284

Şüphecilik in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English