Examples of using Şansına in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Şansına, tek seferde ödenecek diye bir madde yok.
Belediye Başkanı seçilme şansına veda et Sayın Şehir Meclisi Üyesi.
Tom iyi şansına inanamadı.
Katerina Gerhardt ve Otto Ganzın bir saldırı planladıklarını kanıtlama şansına sahibiz.
Şansına, ilk vurduğunuz beceriksiz darbelerde, bağırabilmişti.
Istırabımın, senin romantizm şansına… müdahale etmesine izin vermem.
Şansına, senin bu zihinsel çöküntünü tekrar gözden geçireceğim.
Şansına yardım edecek her ne olursa. Tabii.
Tanıdığım insanlar içinde en kötü ilişki şansına sahip kişiler biziz.
Şansına, burada işler o kadar da hızlı ilerlemiyor.
Jeremynin şansına proaktif aile doktoruyla iyi bir ilişkisi vardı.
Düşük puan üniversiteye girme şansına zarar verir.
Jeremynin şansına proaktif aile doktoruyla iyi bir ilişkisi vardı.
Engel olacak bir zayıflık. Bu, Komiteye atanma şansına.
Şansına, senin bu zihinsel çöküntünü tekrar gözden geçireceğim.
Komiteye atanma şansına.
Ve Avatar olmak da kızlarla olan şansına zarar vermez.
Şansına iki gol attı?
Görünüşe göre yarın ikimizin de İrlandalı şansına ihtiyacı var.
Poollar geçen hafta Tauntonda onlarla tanışma şansına erişmişler.