Examples of using Şeyinin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Daha önce de senden geldiğine inanıyorum. Biliyorsun, şeyinin üstünde bir kesik var.
Ama Michaelı babanmış gibi düşünmeni istemiyorum senden. Tamam, bütün bu evlilik şeyinin senin için kolay olmadığını biliyorum.
Onlar duygusal bağlar… olay örgüsü, karakter ve hikâye isterler… kimin şeyinin kimin neyinde olduğu belli olmayan… jinekolojik yakın çekim saldırısı değil.
Yapmamız gereken ilk şey, şu Dört Meditasyon şeyinin ne anlama geldiğini çözmek.
böylece küçük motor şeyinin kontrolünü kaybetti, bundan sonra da ortağım gelip onu tutukladı.
Önce onun kaptığı anlamına gelmez. Ama kabarcıklar önce senin şeyinin üstinde.
yaptığın şeyi anlamadığımdan değil… yani, Delvia Arayış şeyinin bir parçası olduğunu anlıyorum böylece bir rahibe yada onun gibi bir şey olabileceksin.
Fazla şey bulmak iyi değildir, Charlie. Ben bulacağım.
Rol senin, Vera eğer istiyorsan.- Şey.
Pattersona yaptığım şey.
Ama, şey, bahsettiğiniz ortak arkadaşımızın yalnızca tek kızı sizinse iki kızınız olduğundan buna bir üçüncüyü eklemek doğru
Şey, Boda aradı sipariş ettiğin Swedish penis pompasını kokulu pakette teslim edecekmiş.
Ben sadece, şey, şunu söylemek istedim ki Jane Fairfaxi ziyaret ettiğini duyduğuma sevindim, doğru şeyi yaptın.
Josh, açıklanacak çok şey olduğunu biliyorum ama sana söz, bunlar bittiğinde seninle
Şey, soldaki benim. Hani olur
Bir fikrim var, ve, şey, şey, sadece bir fikir ama,
Her zaman hayalini kurduğum pek çok şeyden vazgeçmem gerekecekti çünkü. Mesela gelinliği içinde onu damada teslim etmek gibi.
Şey gibiydi…'' Adamım, sen… Sinirli kalkmışsın, neden bu kadar sinirlisin?
Yatak şeyinin.
Uzay şeyinin çocuğu.