Examples of using Aceleye in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Tamamdır. Aceleye gerek yok dostum.
Alevlenmiş hırslarımıza rağmen, yargıyı aceleye getiremeyiz.
Böyle seyleri aceleye getiremezsin ki.
Superbowlda F16ları uçuracağız. Tamam, herkes aceleye gelsin.
Bunu aceleye getiremezsin, bunlar çok önemli kararlar.
Evet, neredeyse. Bu tarz şeyleri aceleye getiremezsin.
Bunu aceleye getiremezsin, bunlar çok önemli kararlar!
Evet, neredeyse. Bu tarz şeyleri aceleye getiremezsin.
Eğer aceleye getirirsek, kötü iş çıkarırız.
Bir otopsiyi aceleye getiremezsiniz.
Aceleye hiç gerek yok.
Böyle şeyleri aceleye getiremezsin.
Bu tür işleri aceleye getiremezsin.
Aceleye gerek yok.
Morwenna aceleye getirilmeyecek kadar saygıdeğer bir kız.
Sizi aceleye sokmak istemem, ama geç kalacağız.
Dinle, güzel bir şeyi aceleye getirirsen kötü bir şeye dönüşebilir.
Hanımefendi evlilik aceleye getirilecek bir konu değildir.
Aceleye gerek yok diye düşünüyorum, hepsi bu.
Aceleye hacet yok.