ADINA KONUŞMAK in English translation

• to speak

Examples of using Adına konuşmak in Turkish and their translations into English

Donna adına konuşmak istemiyorum, ama gerçekten bu gecenin bitmesini istiyorum, Ee, Ron.
I don't want to speak for Donna, but I really want this night to be over, so, Ron.

Pussy adına konuşmak gerekirse, hayattaysa… eminim o
And speaking for Pussy, if he's still alive,

Kendileri adına konuşmak… için çok zayıf kadınlar adına konuşmak… için buradayız.
We're here in protest to speak up for all the women who are too weak to speak for themselves.

Sık sık ikimiz adına konuşmak zorundaymış gibi hissediyor ve… sohbeti tamamen tek başıma bitiriyorum.
I often feel like I have to talk for us both and end up having a conversation entirely with myself.

Haydi söyleyin, bir grup ortak olmadan önce Carcharias adına konuşmak istediniz… üzerine konuştuğumuz bir şirketten.
Let's say, you're asked to speak on behalf of Carcharias before a group of shareholders… from a company that we have a bid on..

Koç Aikmen ya da Koç Taylor adına konuşmak istiyor mu sorayım.
let me ask if anyone else would like to speak on behalf of Coach Aikmen… or Coach Taylor.

Çünkü aramızda bir bağ oluşuyordu ama cidden onun adına konuşmak istemiyorum.
I would like to think it's because we were bonding, though I don't really want to speak for her.

tüm Alman devletleri adına konuşmak istediği meclise ev sahipliği yapan Frankfurtta yaşandı.
occurred largely in Frankfurt, where the two powers claimed to speak for all the German states in the parliament.

rekor kıran üçüncü çeyreğimiz kendisi adına konuşmak istemez mi?
Doesn't our record-Breaking third quarter speak for itself?

Fakat senatohalktır, efendim… halk adına konuşmak içinhalk arasından seçilir.
But the senate is the people, sire, chosen from among the people to speak for the people.

İspanyadaki en iyi din bilimcileri kullanıyor? Neden kendi adına konuşmak yerine Cizvitleri.
the best theologians in Spain. Why does she not dare to speak for herself instead using Jesuits.

Onun adına konuşmak için.
To speak on his behalf.

Onun adına konuşmak istiyorum.
I want to speak on his behalf.

İsa adına konuşmak için.
To speak. For Jesus.

Halk adına konuşmak için.
To speak for the people.

Onların adına konuşmak için buradayız.
We're here to speak on their behalf.

Tutuklu adına konuşmak için buradayım.
I'm here to speak on behalf of the prisoner.

Onun adına konuşmak için içeri giriyorum.
I'm going in to speak on his behalf.

Tüm yapmaya çalıştığım kardeşim adına konuşmak.
All I'm trying to do is speak on my brother's behalf.

Neden mi? Onun adına konuşmak için.
Why? To speak on his behalf.