Examples of using Alelacele in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Papa, Parise alelacele sadece Godfreyi gömmeye gelmiş olamaz.
Çocukları öldürüldükten sonra sahipleri alelacele taşındılar buradan.
senin masanı alelacele hazırlamışlar.
Alelacele şehir dışında çıkması… tam da Şikagoda o olaylar olurken.
Belki de alelacele evlenmek benim için doğru olan değildir.
Yemekten sonra yarışma için bilet bulması gerektiğini söyleyip alelacele çıktı.
Alelacele evlenmek mi?
Bayan Norman o kağıtları, avukatımızın bürosundan alelacele geçirdi.
Doğarken o kadar zayıfmışım ki, alelacele vaftiz edilmem gerekmiş.
Çok sıkı bir planımız olmadan alelacele gizli tesise dalarsak hepimiz ölürüz.
Bayan Norman o kağıtları, avukatımızın bürosundan alelacele geçirdi.
Lastik izlerine bakılırsa alelacele gitmişler.
Biliyorum.- Alelacele terk etmişler.
Geçmişte şiddet uygulamış, silahla alelacele bir yere gidiyor.
Geçmişte şiddet uygulamış, silahla alelacele bir yere gidiyor.
O kamp alelacele inşa edilmişti.
Patron ve Lil alelacele alışveriş merkezine gittiler.
Alelacele ayrılmışsak, belki hizmet ettiklerimizden.
Alelacele eve saldıracaklar.
Oğlum alelacele yiyip beni utandırıyordu.