Examples of using Anasıdır in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Fahriye Xelefovanın anasıdır.
O, elbette insanoğlunun anasıdır.
O bir fahişedir Ve hepimizin anasıdır!
O bir fahişedir ve hepimizin anasıdır! Küçük-büyük.
Bütün günahların anasıdır.
Dostoyevski,'' gerçek, her şeyin anasıdır ve üstündedir'' der. Zavallı egolarımızın bile.
Onun bazı ayetleri muhkemdir( ki) onlar Kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabih( birbirine benzeyen, sonucu tam bilinmeyen) dir.
Onun bazı ayetleri muhkemdir( ki) onlar Kitabın anasıdır.
Onun ayetlerinden bir kısmı muhkemlerdir ki; onlar Kitapın anasıdır. Diğer ayetlerse müteşâbihlerdir.
Onun ayetlerinden bir kısmı muhkemlerdir ki; onlar Kitapın anasıdır. Diğer ayetlerse müteşâbihlerdir.
Onun bazı ayetleri muhkemdir( ki) onlar Kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabih( birbirine benzeyen, sonucu tam bilinmeyen) dir.
O, elbette insanoğlunun anasıdır. Ancak aynı zamanda, onun kızıdır.
talep edilen kişiyse tanrı Pachamama, yani havayı kontrol eden yeryüzünün anasıdır.
Ben Anaya bakmıyorum, ben onu çok kez çıplak gördüm.
Reinanın yaşadığı Santa Anaya yakın bir yerde klinik açmıştık.
Sizce ANA, daha da büyük bir çatışma yaratabilecek güçte mi?
Santa Anayı ele geçiren adam bize katılırsa, diğerleri de katılacaktır.
Evet, şu ana dek harika vakit geçirdim.
Şu ana kadar da oldukça büyük miktarda başarı yakalamış durumdayız.
Kapılardaki kilitler ve ana kapıdaki alarm şimdiye kadar epey iyi çalıştı.