ANLIK in English translation

instant
hemen
anında
anlık
hazır
ani
hızlı
çabuk
anda
derhal
an
instantaneous
anlık
ani
anında
bir anda
aniden
momentary
anlık
geçici
real-time
anlık
gerçek zamanlı
eş zamanlı
gerçek-zamanlı
zaman zaman
moment
bir dakika
biraz
zaman
bir saniye
bir anlık
anında
anda
an
spontaneous
spontane
kendiliğinden
doğal
ani
anlık
doğaçlama
hazırlıksız
kendi kendine
aniden
i̇çten
split-second
anlık
saniyenin
kısacık
just
sadece
az önce
yalnızca
yeni
tıpkı
yeter
tam
hemen
biraz
daha yeni
momentarily
geçici olarak
birazdan
anlık olarak
bir an için
an
bir süreliğine
kısa süre sonra
minute
bir dakika
dakikasında
an
glimpse

Examples of using Anlık in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ayrıldık ve ben anlık bilinç kaybı yaşadım.
We separated and I lost consciousness momentarily.
Gerçekten anlık nüktelerin ustasısın sen.
You really are the master of spontaneous witticisms.
Anlık davranış değişimlerini tespit etmek… üzere eğitilmiş ajanlarla çalışıyoruz.
We work with agents trained to detect minute behavioral cues.
İkimiz de kendimizi yalnız hissediyorduk ve o anlık… bir araya gelişimiz, o hissi yok etti.
And for that moment, coming We were both feeling lonely.
Neden anlık delilik iddia etmiyoruz? Sanmıyorum?
I think not. Why don't we just argue temporary insanity?
Arama Departmanının müdürü anlık anahtar kelime istisnasını düzenliyor.
The head of the Search Department is revising the real-time keyword exception rule to that.
Ekim ve timsahlar için başarı anlık reaksiyonlara bağlı.
Success for crew and croc will depend on split-second reactions.
bazı anlık piroteknikler olurdu.
there would be some momentary pyrotechnics,- Well.
Anlık her ruh hâlini yakalaması için olabildiğince hareketli olmalıdır.
It should be as mobile as possible to catch every fleeting mood.
Anlık birşeydi. Bu bir tür… muhteşem özgün.
Spontaneous… things. I mean, it was just one of those great.
Bir anlık heyacanla ayrılıp yola çıktım.
I just got so excited, and I… I left.
Kanama anlık olmuş olabilir.
The hemorrhaging could have been minute.
Yok. Bir portala, anlık sıralamaları manipüle ettiği için ceza veremezsin.
You can't punish a web portal entity for manipulating real-time rankings. No.
Bu yüzden bunun anlık bir çılgınlık olduğuna inanmak istiyorum.
So I would like to believe that it was a moment of madness.
Anlık yöneticisi zihnini tamamen kayboldu.
The manager momentarily had disappeared completely from his mind.
Bunlardan birini keşfetmek sana anlık bir avantaj sağlayabilir.
Spotting one can give you that split-second advantage.
Vasat bir evren içinde küçük, anlık zerreleriz.
Within an indifferent universe. You're just another tiny, momentary speck.
Ya da bir özür ama anlık hafızası ile bunu alsa alamayacaksın.
Or an apology, but with his fleeting memory, you can't have that.
Sen sadece anlık bir şey gördün.
You saw nothing, only a glimpse.
Resmen,'' Anlık Kitlesel Ölümlülük Görüşü 247 Numara.
Officially, it's"Spontaneous Mass Mortality Site number 247.
Results: 505, Time: 0.0416

Top dictionary queries

Turkish - English