Examples of using Anlatmaktan in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Tamam mı? Sana bunları anlatmaktan bıktım. O yüzden.
Onlar fazla şey anlatmaktan hoşlanmıyor.
Hoşlanmıyor. Onlar fazla şey anlatmaktan.
Size hiçbir şeyi anlatmaktan çekinmiyorum.
Meesh. Anlattıkları saçmalıkları güzelleştirip, bize anlatmaktan vazgeç.
Şimdi bunların bazılarını kendi bakış açımdan anlatmaktan hoşlanacağım.
kahramanlık hikayesi kaldı ki, bizzat anlatmaktan hicap duyuyorum, ama görüyorum ki, başka biri yok.
Linux un ne olduğunu anlatmaktan çok önce siz OS nedir onu açıklamak zorundasınız ve.
Onu nasıl kaybettiğimi insanlara anlatmaktan daha iyi olacağını anladım. St. Joe, ya geri döndüğümde saçımı uzatmanın.
Bayım, vaktimiz olsaydı size lokomotifin işleyişini… anlatmaktan memnun olurdum fakat şu anda memurlarınızı ana hat üzerindeki… tüm geçitlere göndermeniz gerekiyor.
Çünkü bu size gerçeği anlatmaktan daha kolay. Bizleri kıyamet kültürcüleri,
Yüce İsa adına, LaCoy, hikaye anlatmaktan daha önemli yapacak başka işin yok mu?
Bayım, vaktimiz olsaydı size lokomotifin işleyişini… anlatmaktan memnun olurdum fakat şu anda memurlarınızı
Mesela benim gibi biriyseniz, ailelerinize anlatmaktan çekindikleriniz kendi içinize doldurmamanız bir fırsattır. Paylaşmak için.
Bu dehşetin üstesinden gelip size nasıl arkadaş… olduğumuzu anlatmaktan mutluluk duyardı.
Bayım, vaktimiz olsaydı size lokomotifin işleyişini… anlatmaktan memnun olurdum fakat şu anda memurlarınızı ana hat üzerindeki… tüm geçitlere göndermeniz gerekiyor.
Mesela benim gibi biriyseniz, ailelerinize anlatmaktan çekindikleriniz kendi içinize doldurmamanız bir fırsattır. Paylaşmak için.
bir şey söylemek, telefonu kaldırıp bildiklerini polise anlatmaktan sıkıntı duyuyor.
Bayım, vaktimiz olsaydı size lokomotifin işleyişini… anlatmaktan memnun olurdum fakat şu anda memurlarınızı ana hat üzerindeki… tüm geçitlere göndermeniz gerekiyor.
Mesela benim gibi biriyseniz, ailelerinize anlatmaktan çekindikleriniz kendi içinize doldurmamanız bir fırsattır. Paylaşmak için.