Examples of using Antlaşmanın in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Çekoslovak hükümeti 30 Eylülde antlaşmanın şartlarına uymayı kabul etti.
Antlaşmanın imzalanmasının ardından İngiltere ve İspanya 1625 yılına kadar birbirleriyle barış içerisinde kaldılar.
Göktaşının kendisi antlaşmanın bozulduğuna yeterli kanıt olabilir.
Bu antlaşmanın büyüleyici bir hikâyesi var.
Eski Antlaşmanın tamamını bir yılda okudu.
Antlaşmanın parçası.
Antlaşmanın, yetki alanı sınırı tanımadığını söyle.
Tanımadığını söyle. Antlaşmanın, yetki alanı sınırı.
Antlaşmanın, yetki alanı sınırı tanımadığını söyle.
Antlaşmanın bir kısmı.
Artık antlaşmanın son hâli imzalanıyor.
Antakyada naip olan yeğeni Tancred, Antlaşmanın şartlarını reddetti.
İlk seferinde, antlaşmanın fotoğrafını götürdü.
Bay Jayın Büyük Britanya ile görüştüğü antlaşmanın onaylanması için yapılan oylamada 15e 15 eşitlik var.
Antlaşmanın ardından İsrail ve Mısır, ABDnin en çok
Antlaşmanın ağırlığı, Aleksiosun lehineydi
Antlaşmanın uygulanamaz hale gelmesi durumunda pazarlık masasına tekrar oturmaya da hazırlıklı olmaları gerekir.
Bu antlaşmanın, hem daha sonra restore edilecek Bizans İmparatorluğu hem
Dağ alev alev yanıyordu. Antlaşmanın iki levhası iki elimdeydi.
Arasındaki antlaşmanın nasıl geçerli olabildiğini soruyor?- Evet? Cinque, Ruiz