ARAZIYE in English translation

land
toprak
arazi
kara
arsa
ülkesi
diyarı
topraklar
yeryüzünde
karaya
yeri
field
saha
arazi
bölge
sahra
alanı
alanını
tarlası
tarla
kalkanı
property
mülk
mülkiyet
emlak
arazi
gayrimenkul
eşya
malı
özelliği
evi
maddi
terrain
arazi
bölge
zemin
toprak
alan
on the ground
yerde
sahadaki
zeminde
karada
toprağa
yere yat
yeryüzünde
yer
to the res
araziye
fields
saha
arazi
bölge
sahra
alanı
alanını
tarlası
tarla
kalkanı
the landscape
manzara
peyzaj
arazi
çevreyi
tabiatı
landfill
çöplük
fıçı
çöp sahasına
katı atık sahalarına
arazisi
çöp alanını

Examples of using Araziye in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
O araziye gittik.
We went to that property.
Araziye ulaşana kadar sakın durmayın!
Don't stop till you reach the fields!
Öldü, ben de bir araziye gömdüm.
She was dead, so I buried her in a field.
Benzerliği sebebiyle lokasyon olarak seçilmişti. Filipinler, Vietnamdaki araziye.
Because of its similarity to the terrain in Vietnam. The Philippines has been chosen as the location.
Kingstondaki araziye gidiyor olmalılar.
They must be going to the property in Kingston.
Çocukları da alarak araziye saklandık.
We took the children and hide in the fields.
Charlieyi o araziye götürmüş.
He had Charlie out in that field.
Banka hesapları dondurulmuş, araziye devlet el koydu.
Bank accounts frozen, property seized by the government.
Saminin uçağı araziye düştü.
Sami's plane crashed in the field.
Mattel santralini su baskınına açık araziye yapmışlar.
They built the Mattel plant on floodable terrain.
Ama bunu yaptıkları zaman da Retzing, araziye mütahhit ipoteği koyuyor.
But when they did that, Retzing put a contractor lien on the property.
Treblinkada olduğu gibi bir orman ya da araziye inşa ediliyordu.
They were built first, in the woods, or in a field, as at Treblinka.
Sausalitodaki şu araziye bakıyorum.
I'm looking at this property in Sausalito.
Bina burada. Buradaki araziye doğru kaçıyor.
Building's here and then he runs out here… towards this field.
Jaredın öldürüldüğü gün ziyaret ettiğin araziye ne dersin?
What about the property you visited the day Jared was killed?
Çocuklarım ve başka iki çocuk daha sürekli oynadıkları araziye geldiğini söyledi.
Where they all play. My kids and two others say you keep coming around that field.
Emlakçı bayan araziye geldiğinde.
Real estate lady showed up to show the property.
Hadi.- Direkt araziye.
Come on.- Straight to the field.
Jaredın öldürüldüğü gün ziyaret ettiğin araziye ne dersin?
The day Jared was killed? What about the property you visited?
Ne oldu? Araziye mi?
What's happened? In the field"?
Results: 268, Time: 0.0423

Top dictionary queries

Turkish - English