Examples of using Asla son in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Asla son bulmuyor.
Korkarım ki, tiyatroya gittiğinde asla son bulmaz.
Ethanı kaybedip kötülüğe kaptırırsak gece asla son bulmaz.
Asker ve bakire göndermek asla son bulmayacak.
Sayende April, hayat asla son bulmayacak.
Ve o gerçeklik asla son bulmaz.
Aptal mısınız?- Asla son bulmayacak.
Eğer beni bulursa, bu asla son bulmayacak.
hayat döngüsü asla son bulmaz.
Çünkü o, sonsuzluğa, yani yaşamın asla son bulmayacağına ve ruhların ebediyete kadar var olacaklarına inanıyor.
Efendim, bu evlilik bir hükümet koalisyonu gibi birçok siyasi parti, asla son olmaz!
Biz elimizden geldiğince yardım etmeliyiz o bizim için asla son bir hikaye olmayacak.
bir kere buna bulaştın mı asla son bulmaz.
Korkarım ki, tiyatroya gittiğinde asla son bulmaz.
Asla son olmayacağını bilmiyor musunuz?
Senin son teklifin asla son olmaz Sean.
Fakat Pasifikteki uçak gemisi savaşı asla son bulmadı.
Bu aşk hikayesinde biraz ara verilmiş olabilir ama asla son bulmayacak.
Hiçbir şey asla son bulmaz.