AYAKLANMALAR in English translation

riots
isyan
kargaşa
çevik kuvvet
cümbüş
ayaklanma
ayaklanan
arbede
uprisings
isyan
ayaklanması
başkaldırısı
insurrections
isyan
ayaklanma
başkaldırı
upheaval
karışıklık
ayaklanmalar
kargaşa
değişim yapılıyorken
insurgencies
isyan
ayaklanmayı
rioting
isyan
kargaşa
çevik kuvvet
cümbüş
ayaklanma
ayaklanan
arbede
revolts
isyan
ayaklanması
başkaldırı
başkaldırmaya
i̇ğrençlik
unrest
kargaşa
huzursuzluk
karışıklıklar
ayaklanma
çalkantı

Examples of using Ayaklanmalar in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ayaklanmalar gittiği zaman.
The riot's gone.
Gözyaşı, ayaklanmalar taslakların yanması Siyah panterler.
The tear gassing, the riots, burning the draft cards, the Black Panthers.
Ama ayaklanmalar olduğunda burada değildiniz.
But you weren't here for the riots.
En çarpıcı ayaklanmalar Genova, Milano Roma ve Palermoda.
Particularly dramatic are the riots in Genova, Milano Rome, and Palermo.
O ayaklanmalar kalbinde Brixton gitmiş olabilir.
She could have gone to Brixton at the heart of the riots.
Ayaklanmalar, yeni başladı.
The riots, just are starting.
Ayaklanmalar bitene kadar bir tüfeği tutacağım sadece.
I will keep only one rifle till the riots end.
Ayaklanmalar yüzünden kimse gelmiyor.
No one's coming because of the riots.
Onlar ayaklanmalar üzerine bir belgesel çekmek için burada olduklarını söyledi.
They told that they were here to shoot a documentary on the riots.
Onlar ayaklanmalar üzerine bir belgesel çekmek için burada olduklarını söyledi.
They said they were here to make a documentary on the riots.
Biz ayaklanmalar hakkında birşeyler sormak istiyoruz.
We want to know about the riots.
Ayaklanmalar başladı!
The riots have begun!
Lütfen efendim… Biz ayaklanmalar hakkında birşeyler sormak istiyoruz… Bhaskar.
We want to ask about the riots… Talk to the RMO Please sir.
Toulon limanında ihtilalci hükümete karşı ayaklanmalar vardı.
In the port of Toulon, there was a revolt against the revolutionary government.
Cinayetler, yangınlar, ayaklanmalar.
Crime, fires, ricts.
Şimdi, Evrakları, ayaklanmalar hakkında konuşuyorlar.
Now the papers are talking about sedition.
Halkımıza uğruna yaşayacakları bir şey vermezsek daima ayaklanmalar olur.
If we don't give our subjects something to live for, they will always be in rebellion.
Belki sosyal ağlarda dalga dalga yayılan duygusal ayaklanmalar vardır.
Maybe there are emotional stampedes that ripple through social networks.
Ve Hindistandaki ayaklanmalar.
And the riots in India.
Arjantin Aralık 2001 ayaklanmalar 2003: Gül Devrimi, renkli devrimlerin ikinci,
December 2001 riots in Argentina Bolivian gas conflict 2003:
Results: 155, Time: 0.0337

Top dictionary queries

Turkish - English