BÜYÜK BIR FEDAKÂRLIK in English translation

great sacrifice
büyük fedakarlık
büyük bir kurban
is a big sacrifice
the ultimate sacrifice
büyük bir fedakârlık
son fedakârlığı
nihai fedakarlığını
nihai kurbanı
büyük özveride
greater sacrifice
büyük fedakarlık
büyük bir kurban
a huge sacrifice
büyük bir fedakârlık

Examples of using Büyük bir fedakârlık in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Prensesin, dinine ve Kiliseye ne kadar bağlı olduğu bilindiği için büyük bir fedakârlık yaparak ilişkimizi şu andan itibaren bitirme kararı aldık.
knowing how deeply religious faith and commitment to the Church runs within the Princess… we have resolved to make the ultimate sacrifice.
Ne kadar bağlı olduğu bilindiği için ilişkimizi şu andan itibaren bitirme kararı aldık. büyük bir fedakârlık yaparak ve Prensesin, dinine ve Kiliseye ve boşanmış bir adam olarak durumumu göz önüne alarak Kilisenin, Hristiyan evliliklerinin bozulamaz olduğu öğretisini.
And break off our relationship with immediate effect. Mindful of the Church's teaching that Christian marriage is indissoluble… and accepting my position as a divorced man… and commitment to the Church runs within the Princess… we have resolved to make the ultimate sacrifice and knowing how deeply religious faith.
boşanmış bir adam olarak durumumu göz önüne alarak büyük bir fedakârlık yaparak ve Prensesin, dinine ve Kiliseye ilişkimizi şu andan itibaren bitirme kararı aldık. ne kadar bağlı olduğu bilindiği için.
break off our relationship with immediate effect. we have resolved to make the ultimate sacrifice and accepting my position as a divorced man.
boşanmış bir adam olarak durumumu göz önüne alarak büyük bir fedakârlık yaparak ve Prensesin, dinine ve Kiliseye ilişkimizi şu
break off our relationship with immediate effect. we have resolved to make the ultimate sacrifice Mindful of the Church's teaching that Christian marriage is indissoluble…
Kimisi de vardır ki büyük bir fedakarlık yaparak hayatlarına anlam katarlar.
Then there are those who make their lives meaningful by making a great sacrifice.
Büyük bir fedakarlık değildi.- Bunu yapma!
Don't do this. This was no great sacrifice!
Bundan daha büyük bir fedakarlık yok.
There's no greater sacrifice than that.
Büyük bir fedakarlık olurdu.
That would be a huge sacrifice.
Çok büyük bir fedakarlık olacak!
There will be great sacrifice!
Bu büyük bir fedakarlık değildi. Bunu yapma!
Don't do this. This was no great sacrifice!
Fransa için bu durum insan gücü ve mali kaynaklar açısından büyük bir fedakarlık anlamına geliyor.
For France, it represents a tremendous sacrifice… of manpower and financial resources.
Büyük zarar Mecbursun… büyük bir fedakarlık yapmaya hazırlanın ya da.
You must prepare to make a great sacrifice or… suffer a great loss.
Birinin halkı adına ölmesi çok büyük bir fedakarlık.
To die for one's people is a great sacrifice.
Büyük bir armağan için büyük bir fedakarlık gerekir.
A great gift requires a great sacrifice.
Birinin halkı için ölmesi… çok büyük bir fedakarlık.
To die for one's people is a great sacrifice.
Büyük bir fedakarlık değil.
Not a big sacrifice.
Soyunu kurtarmak için büyük bir fedakarlık yapmaya hazırsın.
Ready to make the ultimate sacrifice to save your species.
Bir gün büyük bir fedakarlık yapmak zorunda kalacağını biliyordu.
He knew he might have to make the ultimate sacrifice one day.
O kadar büyük bir fedakarlık değil. Öyle bakma.
It's not such a big sacrifice. Don't look like that.
Kitchiyi eve götürmek için onu kaybetmek. Çok büyük bir fedakarlık.
It's a big sacrifice losing him just to get Kitchi back home.
Results: 52, Time: 0.037

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English