BÜYÜK BIR NEHIR in English translation

big river
büyük nehir
great river
büyük nehri
ulu nehir
muhteşem nehir
large river
büyük bir nehir

Examples of using Büyük bir nehir in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bunlardan biri daha büyük bir nehre götürecek bizi.
One of these will lead to a larger river.
Büyük bir nehre akar gibi, durgun akıyor… ve toprağa karışıyor.
Even the streams that flow into a great river and sink further on into the earth.
Büyük bir nehrin üzerine kurulmuş ve denizden pek uzak değil.
It is built on a major river, and it is not far from the sea.
Felipe, rehberimiz bize büyük bir nehrin yakınlarında olduğumuzu hatırlatıyor.
Felipe, are guide claims we're near the big river.
Thessaloniki körfezinde büyük bir nehrin ağzı… Sahne 1. 1919 civarı.
Around 1919. Scene 1. Estuary of a great river in the gulf of Thessaloniki.
Sindhu akışı küçük değil, çok büyük bir nehirdir.
Sindhu is no small stream, it is a huge river.
Bak işte, bizim nehrimiz Mississippi adındaki büyük bir nehre dökülüyor.
See, our river flows to this bigger river called Mississippi.
Missouriyi böyle aşmıştık… ve Crowdan daha büyük bir nehirdir.
We crossed the Missouri like this, a greater river than the Crow.
Yaklaşık olarak 1919 yılında Selanikte büyük… bir nehrin ağzı.
Estuary of a great river in the gulf of Thessaloniki… around 1919.
Yaklaşık olarak 1919 yılında Selanikte büyük… bir nehrin ağzı.
Around 1919. Estuary of a great river in the gulf of Thessaloniki.
Çok farklı durumlarla karşılaştım. Büyük bir nehirde bile 18, 20, 22 boy olta
But I have been in situations, even on a big river where I'm using a size 18,
karaçam ağaçlarıyla kaplı, büyük bir nehrin yakınında.
covered with larch trees, near a big river.
Nyabarongo( ya da Nyawarungu), Ruandada yer alan ve Nilin üst kollarının bir parçasını oluşturan büyük bir nehirdir.
The Nyabarongo(or Nyawarungu) is a major river in Rwanda, part of the upper headwaters of the Nile.
sonra aşağıda yaşam işaretleri farkettik ve indik büyük bir nehirle ayrılmış bazı köyler gördük
so we flew down, saw several villages separated by a large river and decided to check one of them out,
Biz de öyle düşünmüştük… sonra aşağıda yaşam işaretleri fark ettik ve indik… büyük bir nehirle ayrılmış… bazı köyler gördük ve onları kontrol… etmeye karar verdik ve görebildiğiniz gibi, Çavuş?
And as you can see… Sergeant? That's what we thought, then we picked up life signs directly below so we flew down, saw several villages separated by a large river and decided to check one of them out?
Biz de öyle düşünmüştük… sonra aşağıda yaşam işaretleri fark ettik ve indik… büyük bir nehirle ayrılmış… bazı köyler gördük
And as you can see… Sergeant? saw several villages separated by a large river and decided to check one of them out, That's what we thought,
Biz de öyle düşünmüştük… sonra aşağıda yaşam işaretleri fark ettik ve indik… büyük bir nehirle ayrılmış… bazı köyler gördük ve onları kontrol… etmeye karar verdik ve görebildiğiniz gibi, Çavuş?
That's what we thought, then we picked up life signs directly below so we flew down, and as you can see… Sergeant? saw several villages separated by a large river and decided to check one of them out?
Biz de öyle düşünmüştük… sonra aşağıda yaşam işaretleri fark ettik ve indik… büyük bir nehirle ayrılmış… bazı köyler gördük
So we flew down, saw several villages separated by a large river That's what we thought, and we picked up life signs directly below,
Biz de öyle düşünmüştük… sonra aşağıda yaşam işaretleri fark ettik ve indik… büyük bir nehirle ayrılmış… bazı köyler gördük
Saw several villages separated by a large river and decided to check one of them out, Sergeant… and as you can see… then we
Ob, çok özel bir nehir… Sibiryada büyük bir nehir.
A huge Siberian river. The Ob is a very special river.
Results: 306, Time: 0.0373

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English