Examples of using Büyük bir oyun in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Büyük bir oyun avcısı gibi görünüyorsun.
You look like a big game hunter.Sanırım Jagaro amca gerçekten de büyük bir oyun oynuyor.
I guess uncle Jagaro is playing a really big game.Bu yılki avımız büyük bir oyun.
This year we hunt big game.Her cuma akşamı Alwyn Otelde büyük bir oyun oynanıyor.
There's a big game every Friday night at the Alwyn Hotel.Bu sefer daha büyük bir oyun oynayacağız.
Listen to me; we will play the biggest game this time.Sadece bu büyük bir oyun değişikliği diyorum.
I'm just saying it's a big game change.Bu büyük bir oyun.
This is a big game.Juniorun ölümünün büyük bir oyun olduğunu biliyoruz.
We know killing Junior was a major play.Hepsi sadece büyük bir oyun.
It's all just one big performance.Bu büyük bir oyun.
A big game-plan.Bence bunu büyük bir oyun falan sanıyor.
I think he thinks it's a big game or something.Bu büyük bir oyun.
This is a great play.Hayat büyük bir oyun** o yüzden büyük adamlarla oynamalısın.
Life is a big game so you gotta play it with the Paxton aynı zamanda büyük bir oyun firmasının da sahibi.
Paxton also owns a significant video-game company.Büyük bir oyun oluyor.
That's a big play right there.Bunlar daha büyük bir oyun için bir piyonlar.
These are pieces on Daha büyük bir oyun var.
It would take a larger game.Bu büyük bir oyun.
That's a big show.Bence büyük bir oyun.
I think it's a big hoax.Herifler için bu büyük bir oyun, öyle değil mi?
Well it's a big game for those guys isn't it?
